23 Kasım 2024 Cumartesi
DOLAR 34.55 ₺
EURO 36.01 ₺
STERLIN 43.35 ₺
G.ALTIN 3,006.41 ₺
BTC 98,414.68 $
ETH 3,332.73 $
BİST 9,549.89

Dr.Zeki Hozer

Dr.Zeki Hozer

MONDROS'TAN MUDANYA'YA

Yayınlama: 3 Eylül 2024 Salı 08:30

Haber Resmi

Mondros, Ege Denizi'ndeki Limni adasının bir kasabasının ismi.Birinci Dünya Savaşından yenik çıkan Bab-ı Ali , bir ateşkes peşindedir ve esir İngiliz general Townsend'i, bir gemi ile gizlice Midilli adasına daha 18 Ekim 1918 tarihinde  göndererek arabuluculuk yapması istenmiştir.

Bu tarihten bir hafta sonra da Osmanlıları temsil eden Bahriye Nazırı Rauf Bey, yanında Dış işleri Müşteşarı  Reşat Hikmet Bey ile Foça'dan Limni açıklarında bulunan ve anlaşmanın imzalanacağı  Agamemnon zırhlısına Zafer Römorku ile geçecek ve dört gün süren görüşmelerin neticesinde Osmanlılar ile İtilaf Devletleri arasındaki savaşı noktalayan Mondros Mütarekesine imza koyacaklardır( 30 Ekim 1918).

Görüşmeler devam ederken, 24 Ekimde Almanya'da siyasi ve toplumsal kargaşalıklar sonrası 7 kasımda I. Wilhelm tahtı bıraktı, Almanlar da 11 kasımda Compiegne Ormanında imzaladıkları anlaşma ile yenilgiyi kabul ettiler. Öncesinde de 3 kasım 1918 tarihinde Avusturya Macaristan İmparatorluğu Villa Giusti anlaşması ile zaten sahneden çekilmişti.

Mondros anlaşmasının hükümleri ağırdı ve fiilen Osmanlı İmparatorluğu'na son veriyordu.Nitekim, 13 kasım 1918'de İtilaf donanması Çanakkale ve İstanbul açıklarına demirleyecek, Başkent fiilen işgal edilecektir. 22 marttaki Antalya'nın İtalyanlarca işgalini  15 mayısta Yunanlıların İzmir'e çıkması takip edecektir. 

Atatürk, 15 mayıs 1919 tarihine kadar Şişli'de kaldığı bir kiralık evde, yakın arkadaşları ile istişareler yapmakta ve kurtuluşun planlarını kafasında şekillendirmektedir.Bu istişareler, Osmanlı Hükümetinin monarjik rejimini kökünden sarsacak milletin egemenliği  fikrinden yurt içinde protesto eylemlerinin organizasyonuna ve silahlı kuvvetlerin gerilla tarzı karşı takdiklerle düşman işgaline karşı koymasına kadar bir çok konuda yoğunlaşsa da Anadolu'da örgütlenecek, milli birliğin tesisi asıl amaç olarak görülmekte, bunun ön şartı olarak da ordunun terhisine engel olmanın gerekliliğine inanılmaktadır. Daha o  zamanlar , yakın çevresine '' Bir tek karar vardı, o da milli egemenliğe dayanan kayıtsız şartsız bağımsız bir Türk devleti kurmak'' şeklinde görüşlerini ifade ediyordu. Böylece, 'Samsun ve çevresinde ortaya çıkan asayiş olaylarını bastırmak ' görevi ile,esasta ise Anadolu'dan idare edilecek bir bağımsızlık savaşını başlatmak için 9. ordu müfettişi olarak 19 mayıs 1919'da Samsun'a ayak bastı.

22 Haziran 1919 tarihinde daha sonra Amasya Tamimi olarak anılacak genelgede, Mustafa Kemal,'Vatanın bütünlüğü ve milletin istikbali tehlikededir, milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır ' diye durumu tespit edip bu tehlikeyi bertaraf etmek için güvenli bir yer olarak dile getirdiği Sivas'ta Milli bir heyetin toplanması çağrısı yaptı.

Balıkesir(26-30 Temmuz),Erzurum(23 Temmuz -7 Ağustos),Alaşehir(10-25 Ağustos) ve nihayeinde 4 ila 11 Eylül 1919 tarihlerinde yapılan Sivas Kongrelerinde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri birleştirilecek, vatanın bölünmez bütünlüğü dile getirilerek Milletlerin kendi geleceğini bizzat kendilerinin tayin edeceği vurgulanacaktır.

Mustafa Kemal'in Sivas Kongresinde yazıya geçirdiği kararlar, yeni Türk Devletinin kuruluşuna temel olurken, gelişmelerden rahatsız olan Payitaht, O'nu İstanbul'a geri çağırmış ancak kendisi '' milli mücadele uğrunda milletimle beraber serbest surette çalışmaya resmi sıfatım ve askeri görevlerim artık mani olmaya başladı'' diyerek istifa edecek ve sine-i millete dönecektir. Artık tek sıfatı Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i hukuk Cemiyetleri Reisidir. 23 Nisan 1920 tarihinde açılacak Türkiye Büyük Millet Meclisinw kadar da bu sıfatı devam edecektir.

Sonrasıni hepimiz biliyoruz,bir Türk bağımsızlık destanı olarak, Birinci ve İkinci İnönü Savaçları, Sakarya Meydan Savaşı ile durdurulan düşman, 26 Ağustos 1922'de  başlayan Büyük Taarruz ile , vatanın işgalinin üçüncü yıl ve üçüncü ayında, geldikleri İzmir'de 9 eylül sabahı denize dökülerek yok edilmiştir.

Bu noktada, tarih sahnesinde küçük bir kasaba belirir. Milattan Önce 7 yüzyılda, bir İon kolonisi olarak Kolofonlular tarafından kurulan eski ismi Montania olan  Mudanya. ..Nasıl, Birinci Dünya Savaşında yenilen Osmanlı, bir barış anlaşması için galip devletlerden ricacı bir acizlikte ise, kendilerinin kuklası Yunan Ordusunun yok edilmesi sonrası İtilaf Devletleri, TBMM'nden bir barış için ricacı olmuşlardır. Görüşmler Mudanya'da yapılır. TMBB'ni temsil eden İsmet İnönü, savaş meydanlarının tozunu hala çizmelerinde taşımaktadır ve bir kaç madde karşı tarafta biraz itirazla karşılaştığında, elini şiddetle görüşme masasının mermerine vuracak ve yumruğun şiddeti ile kırılan mermere bakarak'' bunları kabul etmezseniz, savaşa devam için dönüyoruz'' diyecektir.

 Zamanında, Rus asıllı bir tüccar olan Aleksandr Ganyanof'a ait bodrum ve çatı katı dışında, iki katlı bu mütavazı ahşap binada yapılan görüşmeler sonrasında, savaş sona ermiş, Yunan Kuvvetlerinin Meriç'in sol kıyısına kadar çekilmesi sağlanırken  İstanbul Boğazı, Doğu Trakya ve Adalar Denizi dahil bir çok ulusal konu kayda geçirilmiştir. 11 Ekim 1922 tarihinde , sabaha karşı 06.00 sularında imzalanan  Mudanya Müterakesini Bizim dışımızda İngiltere, Fransa ve İtalya imza koymuş, böylece savaş sona ererken İstanbul, Boğazlar ve Doğu Trakya da işgalden kurtarılmıştır.

Mondros'ta, dünya savaşından yenilgi ile çıkan ve tarihe karışacak olan bir imparatorluğun imzası vardır, Mudanya'da ise genç bir cumhuriyetin...

Bugün Mudanya'da müze olan Mütareke Evi, bu büyük zaferin taçlandığı yer olarak hafızamızda hiç bir zaman unutulmayacaktır.

 

DR.ZEKİ HOZER  I  03.09.2024