“Bir komploya kurban gittim” diyen Kıraç, Kılıçdaroğlu ile ilgili sözlerinin bir hata olduğunu, bunu kabul ettiğini, fakat bu mesajlarının kendisine zorla iş yaptırmak için kullanıldığını öne sürdü. İşte Fatih Kıraç’la İZ GAZETE'DEN Özgür Coşkun'un soru-cevap şeklinde gerçekleştirdiği röportajın tüm detayları...
Mesajlar size mi ait? Neden böyle bir mesaj attınız?
“Ben bir hata yaptım ve bunu hiçbir zaman inkâr etmedim. Bir kızgınlıkla, sinirle söylenmiş, yazılmış bir kelimenin sonradan karşıma çıkarılması da tamamen art niyet göstergesidir. Kişiye özel değil, genel gidişata karşı kelimeler kullanmışım… Bunların arkasına sığınmıyorum… Ben Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı bir insanım… Ben bu savaşa 1992 yılında okuldan atılarak başladım. Atılma nedenim de şuydu; bir derste öğretmenin birisi Atatürk ile ilgili argolu bir hikaye anlattı. Tek itiraz eden ve öğretmene saldıran tek öğrenciydim. Okul çıkışında da bununla ilgili kavgamız devam edince beni okuldan attılar. Şunu demek istiyorum; Benim kimseden çekincem yoktur. Tek liderim Mustafa Kemal Atatürk’tür. Hayatımda ondan başka kimseyi de lider görmedim.
Sorunlar nerede, nasıl başladı?
Bu mesajları yayanlar hala CHP üyesi… CHP’ye kayıtlı olmasına rağmen AKP’ye çalıştılar. Bizim karşımızda Rabia işareti yaparak bizimle dalga geçtiler. Menderes’i kazandık diye bizimle alay eden biriydi bu şahıs... Bakın ne olduysa ben hayır dedikten sonra olmaya başladı. CHP’li meclis üyesi bazı arkadaşlarım, bu şahsın eşini belediyede işe almak istediler. Kadın kolları listesinden… Fakat bunların kadın kollarına ne bağlantısı var ne çalışmışlığı var, biz seçim zamanında çalışacak insan bulamazken, bir anda önümüze kadın kollarından 25 kişilik liste konuldu. İşe almamız istendi.
Listeyi incelediğimde çok emin olduğum üç kişinin adını listeden sildim. AKP’ye çalışan kişilerin ya kendileri ya da eşleriydi. Bunun akabinde birkaç gün sonra hakkımda karalama kampanyası başlatıldı ve mesajlarım medyaya servis edildi. Bunların tek amacı bu kişileri işe aldırmadığım için, imza atmadığım içindi. Ben yıllarca muhalefette kalan partim hakkında özeleştiri yapmayı hakkım olarak gördüm. Tek suçum bu!
Bakın Menderes Belediyesi’nde göreve gelir gelmez belediye başkan yardımcılığı maaşımı 5 yıl boyunca bağışlayacağımı söyledim. Belediye başkan yardımcısı olup da, beş yıl boyunca maaşını bağışlayan tek bir kişi yoktur Türkiye’de… Ben bağışladım… Biz bunu proje olarak sunmak; duyurmak istedik ama olmadı. Ama maaşımla bağış yapmaya devam ettim. Tekerlekli sandalyeler alıp ihtiyacı olanlara dağıttım.
İlkay Başkan, beni görevden alma bildirimini Whatsapp'tan yaptı. Bu en çok zoruma giden şey oldu. Ben onun için hayatımı ortaya koydum, tüm planlarımı iptal ettim o beni bir mesajla görevden aldı, yarı yolda bıraktı. Bu haberler ilk çıktığında Meclis üyeleri ile toplanıp İlkay Başkan’ı aradık. Gerekirse hemen istifa edeyim dedim. 3-4 gün sonra baskı gelmiş olabilir, yine saygı duyarım ama bana bu şekilde davranmamalıydı. Karşıma çıkıp konuşmalıydı.
Bakın ben buradan tek kuruş almamak adına yola çıktım. Bana belediyede bir oda tahsis edildi. İçinde sadece iki tane bayrak vardı. Oturduğum koltuğu, masayı, sandalyeleri ve diğer malzemeleri kendi cebimden karşılayarak aldım. Belediyeye tek kuruş masraf olmasın diye... Görevden alındım ama hala eşyalarım orada, geri almadım, almam da. Belediyeye hibe ettim... Benim canımı sıkan maddiyat değil, başkanın yaklaşımı... Sadece bana karşı değil, tüm personele karşı böyle... Whatsapp mesaj ile görevden alıp, başka birini yine mesajla göreve atıyor. Böyle iş mi olur? Bizim işleyişe karşı isyanımız var! Olanlar karşısında çok üzülüyorum.
Benim bölgemde Görece’de beni herkes bilir tanır ve bu yüzden de destek verdiler. Kardeşim dediğim insanlardan darbe yedim. Eşini işe almadığımız için tüm bunlar yapıldı. 15 Ağustos’ta Görece’deki sosyal tesisler ve piknik alanı açılışı olacaktı. Ben buradayım diye açılış iptal oldu, işler durdu. Biz bu kadar şeyi hak etmedik. Başkanın çevresinde akıl danıştığı birkaç kişi dışında diğer tüm meclis üyeleri dışlanmış durumdayız. Belediye meclis üyeleri belediyeye dahi gitmek istemiyor.
Belediyede şu an durum nedir?
Başkan Yardımcısı Rüzgar Sönmez’in belediyede krallık kurması kabul edilemez bir durum. Kraldan çok kralcı var Menderes Belediyesi’nde… Başkandan fazla yetkisi var gibi davranıyor ve başkan da buna müsaade ediyor. Ben en büyük hatayı insanlara güvenmekle yaptım. İlkay Başkan'ın bir an önce kendisine gelmesi gerekiyor. Bir kere hoşgörüyü yakalamamız gerekiyor. Herkes tedirgin, müdürler tedirgin, peronel tedirgin. Bana yakın personelin yerlerini değiştiriyor şimdi. Bu kadar şeye gerek yok.
"Beni ihraç etselerde ben partime gönülden bağlıyım" diyen Kıraç şöyle devam etti:
"Bunları hak etmedim. Bu mesajlar toplum içinde değil, iki kişi arasındaki yazışmalardır. Bir anlık ruh halimin sonucudur. Yazdıklarımdan elbette çok pişmanım ve üzgünüm. Kemal beyden de özür diledim. Ben bugüne kadar partim ve ilçem için mücadele ettim. Sayın Kılıçdaroğlu da yapılan haksızlıklar karşısında adalet için yollara döküldü. Ben de yargısız infaza, haksızlığa uğradım. Ben de adalet istiyorum. İtirazlarımı elbette yapacağım ve kararın yeniden gözden geçirilmesini talep edeceğim. Bugün bana yapılan yarın herkese yapılır. Bu konuda hakkaniyetle karar verilmeli.
Kemal beyden ve avukatından özür diledim. En kısa sürede kendisi ile bir araya geleceğim ve elini öpüp tekrar özür dileyeceğim. Helallik isteyeceğim. Bakın ben dünyanın her yerinde ticaret yapıyorum. Uluslararası projelerim var. Menderes’ten asla bir beklentim yoktu, olmadı da. Tamamen ilçeme hizmet etmek için meclis üyeliğini ve başkan yardımcılığını kabul ettim. 1.5 ay içinde yaptıklarım ortada… Buradan en küçük bir menfaate, şöhrete ihtiyacım yok. "
Kaynak : (İZ GAZETE-Özgür Coşkun)