Doğal taş sektöründe dünyanın en önemli buluşmalarından olan Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğine 30. Kez kapılarını açtı. Yurt içi ve yurt dışından yoğun ilgi gören Marble İzmir, dört gün boyunca dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere ev sahipliği yapacak. Bu yıl 75 ülkeden alıcı heyetlerinin başvuru yaptığı fuarda, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Güney Kore, Irak, Kanada, Katar, Libya, Mısır, Suudi Arabistan ve Rusya hedef pazarlar olarak belirlendi. Fuarın açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nın hakkettiği değeri görmediğini vurguladı. Tugay, “30 yıldır düzenlenen bu fuar, yalnızca sektör için değil, İzmir ve Türkiye ekonomisi için de büyük önem taşıyor. Ancak dışarıdan bakıldığında bu değerin hâlâ tam olarak anlaşılmadığını görüyorum. Bu fuar alanında düzenlenen her etkinliğin çok daha başarılı geçmesi için üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Eğer biz, siyasi çıkarları bir kenara bırakıp ülkenin menfaatini her şeyin önünde tutarak birlik içinde hareket edebilirsek, çok daha güzel sonuçlara ulaşabiliriz” dedi.
Fuarın hak ettiği değeri görmediğini belirterek tüm kurum ve kuruluşların, siyasi partilerin ülkenin menfaatleri için birlikte çalışması gerektiğini belirten Başkan Tugay, “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, bu büyük ve köklü organizasyona ev sahipliği yapmaktan büyük onur duyuyorum. Arkadaşlarımız, aylar boyunca değerli kurumlarımızla birlikte çalışarak fuarın başarılı geçmesi için ciddi emek verdi. Ben de süreci yakından takip ettim. 30 yıldır düzenlenen bu fuar, yalnızca sektör için değil, İzmir ve Türkiye ekonomisi için de büyük önem taşıyor. Ancak dışarıdan bakıldığında bu değerin hâlâ tam olarak anlaşılmadığını görüyorum. Bu nedenle Marble Fuarı’nı çok daha iyi tanıtmamız gerektiğini her fırsatta ifade ediyorum. Belediye Başkanı olduktan sonra doğal taş sektörüyle ilgili detaylı bilgi edindim. Türkiye, dünya doğal taş rezervlerinin neredeyse üçte birine sahip. Bu sektörü daha fazla sahiplenmemiz, üretimden tasarıma, ihracattan markalaşmaya kadar her alanda daha güçlü desteklememiz gerekiyor. Bu fuar alanında düzenlenen her etkinliğin çok daha başarılı geçmesi için üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Türkiye’nin neresinden olursa olsun, doğru insanlarla iletişim ve iş birliği kurmak için çaba göstermeliyiz. Eğer biz, siyasi çıkarları bir kenara bırakıp ülkenin menfaatini her şeyin önünde tutarak birlik içinde hareket edebilirsek, çok daha güzel sonuçlara ulaşabiliriz. Siyasetin amacı ülkeyi geliştirmek, insanlara daha iyi bir yaşam sunmak değil mi? Bu yolda çalışan, üreten, katkı sağlayan herkesi desteklemek zorundayız. Hangi şehirden ya da siyasi görüşten olduğunun önemi yok” diye konuştu.
Pek çok girişimin desteksiz kalmasından dolayı üzgün olduğunu dile getiren Başkan Tugay, “Ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir dönemdeyiz. Döviz kuru başta olmak üzere ihracatı destekleyecek adımların neden bu kadar zor atıldığını anlamakta güçlük çekiyoruz. En çok ihtiyacımız olan şey; ülke menfaatini ön planda tutarak, sektörlerin tamamını desteklemekte. Üretim yapan, yatırım yapan, ihracatla ülkeye döviz kazandıran insanlarımızı desteklemeden refah artmaz. Pek çok girişimcinin destek göremediğini, yalnız bırakıldığını duyuyorum. Bu durum içimi acıtıyor. Kamu yöneticileri olarak bu noktada ciddi bir özeleştiri yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’nin doğal taşları zaten eşsiz. Renkleriyle, desenleriyle dünyanın hiçbir yerinde benzeri olmayan taşlara sahibiz. Ancak bu taşlar hak ettikleri değeri göremiyor. Nedenlerinden biri pazarlama eksikliği, diğeri ise işleme sürecindeki zorluklar. Bu nedenle bu fuar çok kıymetli ve hepimizin sahip çıkması gereken bir değer. Eğlencesiyle, kültürüyle, sektörel derinliğiyle Marble İzmir Fuarı, Türkiye’nin en kıymetli fuarıdır. 2 milyar dolarlık doğal taş ihracatının 5 milyar dolara ulaşmaması için hiçbir neden yok. Yeter ki katma değeri artıralım, yeter ki bu işi doğru pazarlayalım. Bu inançla, bu hedef doğrultusunda çalışmayı sürdüreceğiz. Ülkemizin kalkınması için mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Türkiye’de madencilik sektörü için oluşan olumsuz algıyı tersine çevirmek için çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, “Madencilik sektörü sadece yer altı kaynaklarımızı ekonomiye kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda yüksek istihdam potansiyeliyle binlerce aileye geçim kaynağı sağlamakta ve sosyal kalkınmanın temel taşlarından biri olmaktadır. 2024 yılı Haziran ayı verilerine göre, madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe çalışan sayısı yaklaşık 142 bin kişiye ulaşmıştır. Sadece doğal taş sektöründe ise yaklaşık 23 bin kişi istihdam edilmektedir. Özellikle sürdürülebilir madencilik kriterleri çerçevesinde çevreye daha hassas bir şekilde yaklaşmamız gerekmektedir. Türkiye’de gerçekleştirilmiş başarılı örnekleri kamuoyuna aktarmak ve madenciliğin olumsuz algısını tersine çevirmek için çalışmalar yapıyoruz. Bakanlık olarak, Türkiye genelindeki rehabilite edilmiş maden sahaları ile ilgili projeleri yürütmekteyiz. 10 bin 437 hektarlık alana 21 milyon 478 bin ağaç dikilmiş olup, bu çalışmalar madenciliğin çevreye duyarlı bir şekilde yapılması için önemli örnekler sunmaktadır. Sektör temsilcilerinin talepleri ve beklentileri her zaman önceliğimizdir. Madencilik faaliyetlerinin izin süreçleriyle ilgili yaşanan zorlukları biliyoruz ve bu konuda yasal bir hazırlık sürecindeyiz. Sayın milletvekillerimizin desteğiyle, bu yasanın kabul görmesi durumunda izin süreçlerinin daha basit, kolay ve hızlı hale geleceğini buradan duyurmak isterim” ifadelerini kullandı.
YOĞUN BÜROKRASİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Madencilerin çok fazla bürokrasi ile karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Tüm Mermer Doğaltaş ve makinaları Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Şimşek, “Gerçekten zor bir işi başarıyoruz. Patronu olmayan, holding desteği olmayan bir sektörde, kurumsallıktan uzak bir yapı içinde, büyük bir başarıya imza atıyoruz. 30 yıl önce sadece 77 milyon dolarlık ihracat yaparken, bugün 2 milyar dolarlık ihracata ulaştık. Bugün yaklaşık 2 bin mermer ocağımız, 1650 civarında mermer fabrikamız, 8 bin 500’ün üzerinde irili ufaklı atölyemiz var. Toplamda 250 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Tüm bu üretim süreçlerinde maalesef çok fazla bürokrasiyle karşılaşıyoruz. Bir mermer ya da maden ocağı açmak için 7 yasa, 87 yönetmelik, 16 uluslararası sözleşme, 8 tüzük, 8 bakanlık ve 21 farklı kurumdan izin almak zorundayız. Bu ciddi bir engel teşkil ediyor. En büyük sorunlardan biri ise orman izinleri. Maalesef orman konusunda madenciliğin önü tıkanmış durumda. Gelişmiş ülkelere baktığımızda, hepsinin kalkınmasında madenciliğin rolü büyük. Kanada, Avustralya gibi ülkeler bu konuda oldukça ileride” diye konuştu.
MADENLERİ DAHA VERİMLİ KULLANMALIYIZ
Türkiyenin yeraltı madenlerini daha verimli kullandığı takdirde dışa bağımlılıktan kurtulacağını ifade eden Türkiye Madenciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, “Bugünkü jeopolitik konjonktüre baktığımız zaman, dünyada artık yeraltı kaynakları eskiden çok petrol ve doğalgaz üzerinden konuşulurdu. Ama şimdi görüyoruz ki artık kritik mineraller, nadir toprak elementleri ve benzeri kaynaklar, bütün bunlar jeopolitik değişimlerin temel nüvesini oluşturuyor. Dolayısıyla biz yeraltı kaynaklarımızı doğal taşımız, krom, bakır, kurşun, çinko, altın hepsini bir bütünsellik içerisinde düşünüp ülke menfaati için ürettiğimiz müddetçe, dışa bağımlılıktan kurtulma ve dövizin ülkede kalmasını sağlama gibi çok önemli ekonomik katkılar sağlayacak bir yaklaşım sergileyeceğimizi düşünüyorum. Çünkü bu ülkenin yeraltı maden serveti 3,5 trilyon dolar civarında. Dolayısıyla böyle bir servetin üzerinde oturup ülke menfaati için üretmeden duramayız diye düşünüyorum” dedi.
BİRLİK OLMALIYIZ
Türkiye’nin doğal taşta dünya lideri olma hedefinin, güçlü bir sektör birliğiyle mümkün olduğunu belirten İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Metin Çekici, “30 yıldır mermer ve doğal taş sektörünün vitrine çıktığı, ülkemizin zengin doğal kaynaklarının dünyayla buluştuğu en güçlü platformlardan biri olan Marble İzmir, yalnızca bir fuar değil; ticaretin, tasarımın, bilginin, emeğin ve vizyonun buluşma noktasıdır. Bu yıl da dünyanın dört bir yanından sektör profesyonelleri Türk mermerini görmek, tanımak ve iş birliğini geliştirmek için İzmir’de buluşuyor. Bu ilgiyi çok değerli buluyor, sektörümüz adına da gurur duyuyoruz. 30. Yılına ulaşan bu fuarın açılışında bulunmak, hepimizin ortak emeğinin bir sonucudur. Marble İzmir, sektör olarak birlikte hareket etmenin, aynı hedefe yürümenin ne kadar kıymetli olduğunu gösteren somut bir örnektir. Sektörümüzün tüm bileşenleriyle; kamu kurumları, ihracatçılar, üreticiler ve tasarım dünyasıyla daha fazla iş birliği içinde olmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Unutmayalım ki, biz bir arada oldukça, bilgi ve tecrübelerimizi paylaştıkça ve birbirimizi destekledikçe sektör daha hızlı ilerleyecektir” dedi.
FUAR İHRACATI 30 KAT ARTTIRDI
Marble İzmir Fuarı’nın ilk yılından bu yana Türkiye’nin doğal taş ihracatı yaklaşık 30 kat arttırdığını dile getiren Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Bu artışta fuarımızın önemli bir itici güç olduğunu düşünüyoruz. Umuyoruz ki, ihracatımız önümüzdeki yıllarda da artmaya devam edecektir. Türkiye, dünyanın en zengin doğal taş rezervlerine sahip ülkelerinden biri olarak her yıl milyarlarca dolarlık ihracat gerçekleştiriyor. Bu başarıda Marble Fuarı gibi uluslararası organizasyonların payı çok büyüktür. Fuar süresince sergilenen yüksek kaliteli mermer, granit, traverten ve diğer doğal taş ürünleri, her yıl yüzlerce yabancı alıcının dikkatini çekerek yeni iş birliklerinin kapısını aralıyor. Fuar, yalnızca bir ürün sergileme platformu olmanın ötesinde, sektörün geleceğini şekillendiren trendler ve teknolojik gelişmeler hakkında da katılımcıları bilgilendiren önemli bir merkez hâline gelmiştir. Biz Türk doğal taş üreticileri ve mermerciler olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, koşullar ne olursa olsun üretime, istihdama ve ihracata devam edeceğiz. Endişe edilecek bir durum yoktur” şeklinde konuştu.
KENTİMİZE BÜYÜK KATKILAR SAĞLIYOR
Fuarın İzmir ekonomisine önemli katkılar verdiğini ifade eden İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, “Ülkemizin değil, dünyanın en büyük ve en prestijli doğal taş fuarlarından biri hâline gelen Marble İzmir Fuarı, bu büyük başarıyı sektörün dinamizmi, sanayicimizin ve tüccarımızın azmi, kamu ve özel sektörün iş birliği sayesinde elde etmiştir. Marble Fuarı’nın kentimize sağladığı ekonomik katkı hepimizin malumudur. Bununla birlikte, şehrimizin imajını ve itibarını da güçlendirmekte; İzmir’e gelebilecek yatırımlar için önemli bir güven ortamı oluşturmaktadır. Marble’ın İzmir’e sunduğu en önemli katkılardan biri de doğrudan fuarcılık sektörüne yöneliktir. Son yıllarda, özellikle Avrupa fuarcılığında Orta Doğu ve Avrasya’ya doğru ciddi bir yönelim görülmektedir. Kültürpark’ta kabuğuna sığmayan Marble Fuarı, bugün bir araya geldiğimiz Fuar İzmir ile yalnızca kentimiz için değil, Türkiye fuarcılığı için de önemli bir merkez hâline gelmiştir. Marble İzmir’in oluşturduğu sinerji sayesinde kentimiz, her yıl sayısı artan yeni ve nitelikli fuarlara ev sahipliği yapmaktadır. Marble’ın ortaya koyduğu vizyonun, İzmir fuarcılığına kazandıracağı pek çok yeni etkinliğe hep birlikte şahitlik edeceğiz” diye konuştu.