Taze meyve ve sebzeler, insan vücudunun ihtiyaç duyduğu birçok vitamin ve mineralin temel kaynakları arasında yer alır.
Birçok taze meyve türü bahar ve yaz aylarında yetiştiğinden, kış aylarında mevsiminde yetişmiş meyvelere ulaşmak pek mümkün değildir.
Bahar aylarının gelmesiyle birlikte birçok taze ve sağlıklı meyve türünü beslenme planınıza ekleyebilir, bir yandan enerji ve besin ögelerine olan gereksiniminizi karşılarken diğer yandan sağlık açısından pek çok fayda elde edebilirsiniz.
Yaz aylarının en çok sevilen ve oldukça besleyici olan meyvelerinden bir tanesi de karpuzdur. Sıvı oranının yüksek olması sayesinde yaz aylarında ferahlamayı sağlarken aynı zamanda içerdiği antioksidan bileşenler yardımıyla sağlığı geliştirir ve birçok hastalık türüne karşı koruma sağlar.
Tüm bu olumlu etkilerinden faydalanmak adına yaz aylarında beslenme düzeninize karpuzu ekleyebilirsiniz.
Kabakgiller ailesine ait, tek yıllık bir bitki olan karpuz, iri bir top şeklindeki meyvelerden oluşur. Tatlı ve sulu bir meyve olan karpuzun bir tanesinin kütlesi 1,5-2 kilogramdan 8-10 kilograma kadar değişebilir.
Sürüngen gövdeye sahiptir ve gövdesi toprak üzerinde oldukça fazla yayılabilir. Geniş yaprakları ve kalın bir kabuğu olduğundan doğru iklimde yetiştirildiğinde dayanıklı olduğu söylenebilir. Ilıman iklimlerde yetişen karpuz, soğuğa karşı oldukça hassastır.
Dünya geneline bakıldığında tüketimi ve üretimi oldukça fazla olan karpuz, domatesten sonra en fazla üretimi yapılan meyve türüdür. Su içeriği yaklaşık olarak %92 civarındadır. Kabakgiller familyasına ait besinlerin birçoğunda olduğu gibi karpuzun da su oranının oldukça yüksek olduğu söylenebilir.
Bu ailede yer alan diğer bitkiler arasında kavun, salatalık gibi ürünler de yer alır. Ülkemizde birçok yerde üretilmesine karşın en fazla Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde üretimi yapılır. Özellikle Diyarbakır karpuzu, ülkemizde en çok tercih edilen iri ve tatlı karpuz türüdür.
Bunların yanı sıra Bursa ve Tekirdağ'da yeni dünya karpuzu, gülle karpuzu, Tekirdağ karpuzu gibi farklı karpuz türleri de üretilerek ülke geneline dağıtılmaktadır.
Karpuz, oldukça lezzetli olmasının yanı sıra besin değeri de yüksek olan meyvelerden bir tanesidir. Yüksek oranda su içermesi nedeniyle birim hacimde içerdiği enerji miktarı düşüktür.
100 gram karpuz, vücuda yaklaşık olarak 30 kilokalori enerji sağlar. Bir porsiyonu 200 gram kadar ve yaklaşık olarak bir ince dilimdir. Bu miktardaki karpuz 60 kilokalorilik standart bir meyve değişimine denk gelir.
100 gram karpuz 8 gram karbonhidrat, 0.6 gram protein, 0.2 gram yağ içerir. Vitamin ve mineral içeriği de oldukça yüksektir ve 100 gram karpuz günlük C vitamini gereksiniminin %14'ünü, A vitamini gereksiniminin %12'sini, potasyum mineraline olan gereksinimin %3'ünü, magnezyum gereksiniminin %2'sini ve B1, B5, B6 vitaminlerine olan gereksinimin %2'sini karşılar.
Karotenoidler açısından oldukça zengindir. Özellikle likopen ve beta karoten adlı karotenoidler ile önemli bir aminoasit türü olan sitrülinin değerli bir kaynağı olduğundan sağlık açısından pek çok faydayı da beraberinde getirir.
Vitamin ve mineraller ile antioksidan besin ögeleri açısından oldukça zengin olan karpuz, bu özelliği sayesinde sağlık açısından vücuda pek çok fayda sağlar.
Bu faydaları elde etmek için karpuz tek başına etkili olmasa da, sağlıklı ve dengeli bir beslenme planına karpuzun eklenmesi ile birlikte tüm bu olumlu etkilerden yararlanmak mümkün olabilir. İşte karpuzun bilinen en önemli faydaları:
Karpuz, kırmızı renk pigmentini veren likopen adlı karotenoid türünü bol miktarda içeren besinlerden bir tanesidir. Likopen, A vitaminine dönüşemeyen bir karotenoid türüdür ve çok güçlü bir antioksidandır.
Vücutta serbest radikalleri indirgeyici etki gösteren likopen, bu özelliği sayesinde oksidatif stresi düşürür, hücreleri kanserleşmeye karşı korur. Domates, karpuz, kuşburnu, pembe greyfurt gibi kırmızı renk içeren meyvelerde bulunan likopen, prostat kanseri başta olmak üzere birçok kanser türüne karşı koruma sağlar.
Bunun yanı sıra mevcut kanser hastalarında ilerlemenin yavaşlatılması, vücut savunmasının güçlendirilmesi ve tedavinin desteklenmesine de olumlu etkiler sağladığı tespit edilmiştir.
Bu faydaların en iyi şekilde elde edilebilmesi için diğer faydalı besin türlerini de uygun miktarlarda içeren sağlıklı ve dengeli bir beslenme planının uygulanması gerekir.
Karpuzdaki yüksek likopen içeriğinin bir diğer olumlu etkisi de kalp ve damar hastalıklarından korunmaya yardımcı olmasıdır. Önemli bir bitkisel bileşen olan likopen, arterlerin esnekliğinin korunması ve güçlendirilmesi üzerinde etkilere sahiptir.
Bu özelliği sayesinde arterlerde aterom plaklarının oluşarak bunların tıkanmaya yol açmasını önler, damar sertliği gibi hastalıklara karşı koruma sağlar. Ek olarak hipertansiyonun da önlenmesine yardımcı olan likopen, kalp ve damar hastalıklarıyla savaşan bir fitonütriyenttir.
Dünya genelinde en fazla ölüme neden olan hastalık grubunun kalp ve damar hastalıkları olduğu göz önünde bulundurulduğunda karpuz ve diğer likopen içeriği yüksek besin türlerinin düzenli olarak tüketilmesinin oldukça faydalı olduğu görülmektedir.
Karpuz, egzersiz öncesinde tüketim için oldukça uygun bir meyvedir. Yüksek su oranı sayesinde spor aktiviteleri sırasında terlemeye bağlı olarak gelişebilen dehidratasyonu önlerken lif içeriğinin yüksek olmaması nedeniyle karında şişlik hissi oluşturmaz.
Potasyum içeriğinin yüksek olması sayesinde egzersizler sırasında kas fonksiyonlarını güçlendirerek performansı arttırır. İçerdiği L-sitrulin adlı aminoasit sayesinde de antrenmanlar sırasında performansın desteklenmesine yardımcı olduğu bilinmektedir.
Bunların yanı sıra karpuz, sporcularda antrenmanların ardından kasların toparlanma sürecini hızlandırır ve ağrı oluşumunu azaltır. İçerdiği aminoasitler, potasyum ve magnezyum gibi mineraller sayesinde kasların onarım sürecini hızlandırırken yüksek besin değeri sayesinde kaslardaki glikojen depolarının yeniden doldurulmasına yardımcı olur.
Dolayısıyla spor aktiviteleri ile ilgilenenler için karpuzun mükemmel bir doğal besin kaynağı olduğu söylenebilir.
Gün içerisinde tüketilen besinlerin bileşiminde yer alan su, toplam su ihtiyacının yaklaşık olarak %20'sini karşılar.
Ek olarak su oranı yüksek olan karpuz gibi bir besinin tüketimi, günlük en az iki litre su tüketimi ile de desteklendiğinde vücudun nem dengesinin korunmasında oldukça etkilidir.
Cildin düzenli olarak yenilenmesi, cilt sağlığının korunarak cilt kusurlarının önlenmesi için derinin ideal nem oranını korunması çok önemlidir.
Karpuzun içerdiği yüksek orandaki su, bu nem oranının sağlanmasını desteklerken karpuzdaki yüksek vitamin ve mineral içeriği de cildin güzelleştirilmesi, kuruluk ve egzama gibi sorunların önlenmesi üzerinde etkilidir.
Sıvı tüketiminin yetersiz olması, dünya üzerinde oldukça yaygın olarak görülen bir sorundur. Bununla birlikte çeşitli ilaçların kullanımı, aşırı çay ve kahve tüketimi, ishal gibi su atılımını arttıran sağlık sorunları halinde su tüketimi de yetersiz olduğunda dehidratasyon sorunu ortaya çıkabilir.
Dehidratasyon, ileri durumlarda yaşamı tehdit edebilecek boyutlara ulaşabilen ciddi bir akut tablodur. Bunun önlenebilmesi için günlük sıvı gereksinimi tam olarak karşılanmalıdır.
En az 2 litre su tüketimi sağlanmalı, diüretik etki göstererek vücuttan su atılımı sağlayan çay ve kahve gibi içecekler bu miktara dahil edilmemelidir. Su tüketimine ek olarak karpuz gibi %92 oranında su içeren bir besinin tüketimi de dehidratasyonun önlenmesi açısından önemlidir.
Mide bulantısı, kusma gibi durumlarda su tüketilebilirliğinin azalması halinde de karpuz, salatalık, kavun gibi besinler dehidratasyonun önlenmesi açısından oldukça etkilidir.
Eğer siz de sağlığınıza önem veriyorsanız yeterli ve dengeli bir beslenme düzeni oluşturmaya özen göstermelisiniz. Karpuz tüketmenize engel bir sağlık sorununuz yok ise yaz aylarında karpuzu da ölçülü olarak tüketerek sağlığınızı geliştirebilir, birçok hastalığa karşı koruma sağlayabilirsiniz.
KAYNAK : Medikal Park