Dedeleri Adil Müftüoğlu’nun 1955 yılında Çankaya’da başlattığı lezzet yolculuğunu torunları,
69 yıldır büyüterek bu yıl Michelin İzmir Bib Gourmand Ödülü alarak zirveye taşıdılar...
Esnaf Lokantası olarak başlayan, geleneksel Türk Mutfağı Restoranı olarak ata yadigarı reçetelerini aynı kalite ve lezzette bugünlere taşıyan Sevgi Müftüoğlu, doğduğu gün babasına getirdiği “Uğur”u çocuklarına da taşımayı başarmış.
Adil Müftüoğlu Uğur Lokantası’nın yönetimi 3. Kuşak torunlar Alpay Okyay, Gökalp Okyay ve Seray Ekinci’de. Kardeşler aralarında iş bölümü yapmışlar. Koordinasyon ve satın alma Alpay Okyay’da, mutfak ve finansman Gökay Okyay’da, Halkla İlişkiler Seray Ekinci’de. Anne Sevgi Müftüoğlu ise baba mirasına her daim gözü gibi bakıyor. İlgi ve desteğini hiç esirgemiyor.
Michelin Rehberi, İzmir ve Geleneksel Türk Mutfağının tanıtımına yaradı...
Alpay Okyay’la yaptığımız sohbette, zaten bilinen ve tercih edilen bir mekandınız. Michelin Rehberinde yer almanın artısının ne olduğunu sordum. "Tarihi bir lokanta olarak Türkiye’den pek çok ilden protokolden, sanata önemli isimleri ağırlıyoruz. Müdavimlerimiz var. Gurmelerin uğrak noktasıyız. İzmir’e gelen yerli ve yabancı turistler odaklı bir şekilde geliyorlar. Rehberde olmamız bize yeni bir kitle kazandırdı. Bu da bizleri çok mutlu ediyor.Şehrimizin ve geleneksel Türk Mutfağımızın tanıtımına katkıda bulunmak bizleri ayrıca gururlandırıyor”dedi.
Başarımızın en büyük sırrı işimizi özenle ve sevgiyle yapmamız...
İzmir’in lezzet markası haline gelmek, lezzet kalitesini 69 yıldır hiç bozmadan bugünlere taşımanın ardında yatan başarının formülünü Alpay Okyay şöyle tanımlıyor: “Mutfakta kullandığımız sebzeden ete bütün malzemelerin satın almasını bizzat kendim yapıyorum. Sabah erken saate başlayan bir maraton bu aslında. Yemeklerimizde kaliteli ürün kullanmaktan asla taviz vermiyoruz. İlk günden beri aynı Zeytinyağını kullanıyoruz. Mevsiminde sebzeleri tercih ediyoruz. Tereyağımızı Tire’den getirtiyoruz. Kullandığımız tencere ve tepsilerin bile lezzetimizde rolü olduğunu düşünüyorum. Dedemizin reçetelerini emektar kömür kuzinesinde, eski usulde yavaş pişiriyoruz. Lezzet farkımızın en büyük payı pişirme şeklimizde.
Bizim sektörümüzün bana göre en önemli değeri sürdürebilirliği sağlamak. Biz her gün yeniden aynı özen ve sabırla yemeklerimizi pişiriyoruz. Bir de misafirlerimizle birebir iletişimde olmak da sevilmemizde büyük etken. Evimizde konuk ağırlar gibi hizmet ediyoruz.
Gökay Okyay’ın tarihi markaya modern dokunuşları...
Kardeşlerden Koç Üniversitesi Ekonomi mezunu Gökay Okyay’ın radikal bir karar verip, profesyonel işhayatını bırakıp bilgi ve tecrübelerini dede mirası lokantaya aktarmak ister. İşleyişi öğrenmek adına sıfırdan başlar, lokantada komilik yapar. Ama en çok mutfağı sever. İçindeki gizli şef ortaya çıkar.
Her gün pişen 30 çeşit yemekte aşçıbaşı ile birlikte önlüğünü takıyor ve mutfağa giriyor.
Pandemi bize evlere hizmet vermeyi öğretti...
Krizleri fırsata çevirmek bilgisi ile yola çıkan Gökay Okyay, aslında hiç de kolay olmayan bir yolu kazandırır tarihi markaya. Geleneksel Türk Mutfağı’na paket servisi hizmetini başlatır.
Sıcak tutan özel kaplar araştırır ve Elbasan’dan Kuzu Tandıra menülerinde yer alan Adil Müftüoğlu’nun tarihi yemeklerini müşterilerine ev konforunda sunarlar. Böylelikle yeni müdavimler de oluşur.
Adil Müftüoğlu Lokantası, günümüzün ihtiyaçlarına uygun çözümlerinden Catering hizmetini de dahil eder bünyesine. Butik organizasyonlara tarihi bir lokantanın mutfağından lezzetler katar.
Misyonumuz Mutfağımızı Gastronomi Öğrencilerine aktarmak...
Geleceğin şeflerinin kendi öz mutfaklarını öğrenmelerini önemseyen ve misyon edinin Adil Müftüoğlu Lokantası, gençleri ağırlamaktan mutluluk duyuyor. Alpay Okyay, Gastronomi Okullarına konuşmacı olarak gittiklerini ve gençlere “ önce kendi mutfağınızı öğrenin. Diğer mutfakları zaten öğrenirsiniz.
Zengin Türk Mutfağına sahip çıkmak ve tanıtmak sizin en önemli göreviniz olmalı” dediğini söyledi.
Hedef 100.yıl 4.kuşak...
Büyük bir özen ve sabırla büyüttükleri lezzet markalarının 100.yılını 4.kuşakla görmeyi hedeflediklerini söyleyen Alpay Okyay, “kardeşlerimle birlikte dedemizin mirasını çocuklarımızla gururla yaşatmaya devam edeceğiz” diyerek keyifli sohbetimizi noktaladık.
Peki bu özel lezzet mekanından yemek yemeden gidilir mi? Bana ciğeri sevdiren “beğendi üstünde Ciğer Sarma” benim favori Adil Müftüoğlu yemeğim. Kuzu gömleğe sarılmış pirinç pilavı, kuzu ciğer dolmalık fıstık, kuş üzümü, tarçınla muhteşem bir şekilde harmanlanıyor. Üzerine lokantaya ait özel bir sosla kömür kuzinesinde pişiyor. Balkan mutfağının bizlere kazandırdığı bu muhteşem yemek, Adil Müftüoğlu Uğur Lokantası’nda 69 yıldır özenle tezgahta yerini alıyor.
Mekanla özdeşleşen Lor Tatlısı ise damaklarda iz bırakan türünün en lezzetlisi.
Ez cümle Türk Gastronomisinin en önemli özelliği Anadolu’daki misafir ağırlama kültürü.
Adil Müftüoğlu’nun başarısı da bunun farkında olması…
SİBEL ÖNBAŞ I 10.07.2024