Hükûmetimizin tüm imkânlarıyla, tüm kapasitesiyle bu zor günlerinde çiftçilerimizin, üreticilerimizin yanında olduğunun bilinmesini istiyorum."
"Ülkenin başına gelen her felaketi fırsata dönüştürmek isteyen habis zihniyet, son beş gündür yaşanan don olaylarında da boş durmadı.
Hasar tespit çalışmaları henüz tamamlanmadan millete korku salma adına her türlü manipülasyona başvurdular.
Gıda arz güvenliğimizin tehlikede olduğundan tutun yurt dışına bağımlı olacağımıza kadar bir sürü tezviratı ortalığa boca ettiler.
Başta hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip tarım ürünlerinde yurt içi gıda arzını olumsuz yönde etkileyecek bir risk elhamdülillah yok.
Lakin -17 dereceye düşen sıcaklıklardan dolayı belli bölgelerde bazı meyve çeşitlerinde sıkıntı söz konusu.
İlk tespitlerimiz kayısı, üzüm, elma, şeftali, nektarin gibi meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğine işaret ediyor.
Hasar tespit çalışmalarımızın tamamlanmasını müteakip durum daha net ortaya çıkacaktır.
Bu olay bizlere TARSİM’in önemini tekrar hatırlatmıştır.
TARSİM uygulamasının başladığı 2006’dan bugüne kadar üreticilerimize 38,5 milyar lira prim desteği ve 33,5 milyar lira hasar tazminatı ödedik.
Don, sel, kuraklık gibi durumlardan etkilenmemek için prim bedelinin %70’i kadarının devletimizce ödendiği tarım sigortasının yaptırılması ve Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıt olunması büyük önem taşıyor.
Çiftçilerimizden bu konuda azami hassasiyet bekliyoruz."
***
"Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu veya düşmanlığı test edilecek bir ülke değildir.
Kimse hatalı hesap yapmamalı, kışkırtmalar karşısındaki serinkanlı tavrımızı asla bir zafiyet olarak algılamamalıdır.
Özellikle Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye’nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, söylemlerini ve politikalarını buna göre ayarlamalı, örgüt gibi değil devlet gibi hareket etmelidir.
Suriye’nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa açık söylüyorum, karşısında Suriye hükûmetiyle birlikte bizi de bulacaktır.
Terör koridoruyla Suriye’nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek başka koridorlarla bu ülkenin bölünmesine de aynı şekilde izin vermeyiz.
Tekrar ediyorum: Suriye’de 8 Aralık öncesine geri dönüş diye bir ihtimal ortadan kalkmıştır.
8 Aralık devrimiyle birlikte bu ülkede artık yeni bir dönem başlamıştır.
Suriye toparlandıkça, istikrara ve huzura kavuştukça bunun kazananı tüm bölgemiz olacak, bölgedeki tüm halklar olacaktır.
Türkiye, bu yeni sürecin başarıya ulaşması için elinden geleni yapacaktır.
Gazze’de de kardeşlerimizin öz yurdunda güvenli, huzurlu ve özgürce yaşaması için kendilerine gereken her türlü desteği vermeye devam edeceğiz."
***
"Türkiye’nin sert ve yumuşak güç unsurları, daha önce hiç olmadığı kadar dış politikamızda etkin rol oynuyor.
Muhalefet, yolsuzluk soruşturmalarının üstünü örtmek için Batı’ya, Batılı medya kuruluşlarına yalvarırken biz Türkiye’nin itibarını küresel ölçekte artırmaya çalışıyoruz.
Mandacılık hastalığından kendini kurtaramayan ana muhalefetin bizim bu ufkumuzu, bizim vizyonumuzu, bizim diklenmeden dik duruşumuzu, Türkiye’yi 23 yılda nereden nereye getirdiğimizi anlaması zaten mümkün değildir.
Onlar bırakın dünyayı okumayı, burunlarının dibini bile görmekten acizler.
Ülkemizde son 23 yılda nasıl büyük bir değişim yaşandığını kavrayacak donanıma, bilgiye, kavrayışa da sahip değiller.
Muhalefet görmese de şu gerçeği herkes görüyor ve kabul ediyor:
Türkiye, çok kutuplu dünyada bir kutupbaşı olarak ağırlığını daha fazla hissettirmektedir.
Yeniden şekillenen küresel sistemde Türkiye, inşallah hak ettiği yeri bu sefer mutlaka alacaktır."
***
4’üncü Antalya Diplomasi Forumu, Türk dış politikasının gücünü görmemiz açısından yeni bir fırsat teşkil etti.
Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek temasıyla tertiplenen foruma 21’i devlet ve hükûmet başkanı olmak üzere 155 ülkeden 6 bini aşkın katılımcı iştirak etti.Bu işin de üstesinden geldik, alnımızın akı ile çıktık.
***
Trafikte caydırıcılığın güçlendirilmesi amacıyla İçişleri Bakanlığımız bir çalışma yürütüyor.
Milletimizden gelen şikâyetlere kulak verilerek hazırlanmakta olan bu çalışmayı, ilgili tüm taraflarla istişare ettikten sonra kamuoyumuzun ve Meclisimizin takdirine sunacağız.
Böylece trafik magandaları başta olmak üzere halkımızın güvenliğini tehdit edenlere karşı daha caydırıcı tedbirler uygulanmasını sağlayacağız.
Yakın zamana kadar trafik güvenliğini tehdit eden ve milletimizin tepkisine yol açan ihlallerin başında kanunsuz çakar kullanımı geliyordu. Cezaların artmasıyla illegal çakar kullanım oranı %80 oranında düştü.
Bunu sıfırlayana kadar denetimlerimizi sürdüreceğiz.
***