Bu sabah yürüyüşüm Karşıyaka vupur iskelesi deniz kenarından Bostanlı tenis kortlarına, dönüşüm de binaların gölgeli kısımlarından oldu. Bu kez etrafa atılan çöplerden, pislikten bahsetmeyeceğim. Yaz yaz yaz ne belediyeler duyuyor ne de ÇÖPLERİ RASTGELE ATAN İNSAN GÖRÜNÜMLÜLER.
Bu kez yapılan inşaatları saydım ve içimden yukarıdaki başlığı geçirdim.
Nedir bu beton sevdası ya.
Aklıma Kızıldereli Şefi Stella’nın o sözü geldi ;
“Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam, paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak”
Betonları yeriz o zaman, çünkü o döneme az kaldı.
Bir zamanlar buğday ambarı olarak bilinen Türkiye’nin 16 milyon çiftçiden 1.5 milyona gerilemesi ile en temel gıdalarımız domates 20-50, biber 30-60, taze fasulye 100, bamya 120 TL arasında satılıyor.
Sabah yürüyüşü dönüşü bir kilo şeftali 40, bir kilo kırmızı erik 60, bir de orta ayar bir kapuz için 200 TL ödedim.
Vaayyy benim canım ülkem ne hale getirildin.
Çok iyi hatırlıyorum 2009 yılında 200TL’lik pembe kağıt paramız tedavüle girdiğinde 134 Amerikan Doları alınıyordu.
Şimdi 134 doları 4 bin 550 Türk parası karşılığı alıbiliriz. Yani paramız 15 yılda 22 kez küçülmüş.
ÇİFTÇİ YOK OLSUN, BETONA DEVAM
Dikilen beton binaları sayarak eve dönerken aklıma “Ben ekonomistim” diyen Recep Tayyip Erdoğan, 4’ncü Birleşmiş Milletleri En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’nın “Yatırım ve Ortaklık Üst Düzey Toplantısı”ndaki konuşmasında yukarıda yazdığım Kızıldereli Şefi Stella’nın sözlerini kullanmıştı.
Peki çiftçinin geldiği durum nedir?. Dün gece TV haberlerinde domates üreticilerinin feryadını, kavun üreticisinin ürününü toplayamadığı için ücretsiz dağıttığını, karpuz üreticisinin ise traktör ile ezerek kızgınlığını ortaya koyduğunu izledim.
Günah değil mi bu insanlara, tabi ki 16 milyon olan çiftçi sayısı 1.5 milyona düşer ve millette 40, 50, 60, 70 liradan aşağıya sebze, meyve yiyemez.
Milyonlarca işsiz genç ya belediyelere ya da devlete kapağı atıp garantili iş arar olur.
Merak ettiğim şu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, neden Stella’nın “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak” sözünü kullanıp çiftçinin böyle perişan olmasına seyirci kalıyor.
Kıt anlayışımı lütfen maruz görün.
AHMET AYDIN AKANSU I 14.08.2024