Bergama Belediye Başkanı Tanju Çelik, yıllar önce Bergama’dan Berlin’e parça parça götürülen Zeus Tapınağı’na ilişkin açıklamalarda bulundu. Ege TV Haber Müdürü ve Program Yapımcısı Müslüm Karaaslan’ın “Ege’nin Başkanları” programına konuk olan Çelik, Berlin Belediye Başkanı’nı Ege TV aracılığıyla Bergama’ya davet etti. Haber Ekspres Gazetesi'nden Burcu Yanar'ın özel haberine göre, programda Çelik ayrıca Türk-Alman Arkeoloji Enstitüsü kurulması önerisinde bulundu ve Berlin’deki Zeus Tapınağı’nı görmek istediğini de dile getirdi.
Hekimlikten neden siyasete atıldığını anlatan Tanju Çelik, “1999 yılında İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde asistan olarak başladım. 2003 yılında uzman oldum. 2005 yılına kadar başhekim yardımcılığı yaptım. 2005-2010 yılları arasında Bergama Devlet Hastanesi’nde çocuk sağlığı hastalıkları uzmanı olarak çalıştım. 2010 yılında Hatay’da Mustafa Kemal Üniversitesi’nde çocuk sağlığı hastalıkları alanında yardımcı doçent olarak görev aldım. 2012’de tekrar Behçet Uz Çocuk Hastanesi’ne geri dönüş yaptım. Daha sonra 2016’da doçent, 2023 yılında da profesör oldum. Bu dönem içinde aslında Bergama ve Bergama bölgesinden gelen çocuklara bakmam dolayısıyla ailelerle bir iç içelik oluştu. Siyaset aslında kendiliğinden geldi. Bu siyasetin kendiliğinden gündeme gelmesiyle insanlar telkinlerde bulundu. Ben de siyasete girmeyi göze aldım. Daha önceden milletvekilliği adaylıkları denemelerim oldu. Ancak bu dönemde belediye başkanlığına aday olmaya karar verdim. Aday adayı olduktan sonra da adaylaştırıldım. Seçimlerde de yüzde 52 civarında bir oy alarak Bergama Belediye Başkanı seçildim” dedi.
Millet bahçesi projesinden de bahseden Başkan Çelik, “Millet bahçesi inşaatı şu anda sürüyor. Bir müteahhit problemi yaşandı. Bırakan bir müteahhit oldu. Yeniden işe başlayan başka biri oldu. Ancak biz Bergama Belediyesi olarak da bu işin bitmesi için, bir an önce ortamın toparlanması için elimizden gelen desteği sağlamaya devam edeceğiz. Bizim Çamlı Parkımız vardı. Çamlı Park’ın devrini alıyoruz. Burayı da kısa bir süre içinde halkımızın hizmetine açmayı hedefliyoruz. Bunlar gibi başka projeler de var. Selinos projesi vardı. Devlet Su İşleri yürütüyordu. O projenin ikinci etap ihalesi de sürüyor. Daha önceden başlatılmış olan çeşitli projeler vardı bunları sürdürmeye devam ettik. Bizim bölgemiz bildiğiniz gibi tarım, turizm ve artık sanayi ekleniyor. Turizm açısından baktığımız zaman Bergama UNESCO dünya mirası listesinde. 2014’te dünya mirası listesine girdik. Bu sene bunun 10. yılını kutluyoruz. Dünya mirası bir şehir demek dünyadaki her insanın gelip görmesi gereken, dünya güzelliklerinin olduğu antik çağdan bu güne yerin 7 katmanında devam eden kültürel yaşamın devamlılığını sağlayan bir şehirde yaşıyoruz demek. Bergama Krallığı’ndan bu güne kadar gelen tüm medeniyetlerden eserleri barındıran bir şehir aynı zamanda. Dünyanın ilk tedavi merkezi diyebiliriz. Dünyanın en dik tiyatrosunun olduğu bölge. Kralların doktoru dediğimiz Galenos’un yaşadığı memleketteyiz. O günden bu güne hayat sürmüş, yaşam Bergama’da kesintisiz olarak devam etmiş” diye konuştu.
Zeus Tapınağı hakkında da düşüncelerini anlatan Başkan Tanju Çelik, “Bu mesele uluslararası bir mesele. Türkiye Cumhuriyeti ile Alman Hükümeti arasında yürütülen, yürümekte olan bir proje diyebilirim. Bunun nasıl sonuçlanacağına dair hepimiz takiplerimizi sürdürüyoruz. Elbette ki geçmiş tarihe baktığımız zaman medeniyetlerin kültür alışverişlerinde çeşitli iş ve işlemler olmuştur. Zeus Tapınağı da buradan bir şekilde taşınmış, götürülmüş, Berlin’de kurulmuş. Bergama’da Alman kazı ekipleri Bergama’nın kazısını sürdürmektedir. Her yıl Alman grupları gelir, Ağustos ayından Ekim ayına kadar kazılarını yapar. Ben birlikte bir kültür oluşturulabilir diye düşünüyorum yani Türk-Alman Arkeoloji Enstitüsü gibi bir enstitü kurularak dünyada Türk- Alman Enstitüsü ile birlikte belki Zeus Tapınağı meselesi buna bir öncülük eder ve ortak paydada bazı çalışmaları birlikte sürdürebilirler diye düşünüyorum. Bu tabii ki Belediye Başkanı olarak düşüncem. Devletler arası ilişkiler nasıl sürer onu bilemem. Berlin Belediye Başkanı’nın Bergama’ya gelip Zeus Tapınağı’nın ilk taşındığı yer olan Bergama Kalesi’ni görmesini isterim. Buradan da Ege TV aracılığıyla davet ediyorum. Bergama’ya gelmesini, görmesini isterim. Birlikte de bu yönde çalışmaları sürdürmeye açık olmamız gerektiğini düşünüyorum. İzmir’de Alman Konsolosu geldi ona da düşüncelerimi ilettim. Zeus Tapınağı’nı Berlin’de görmek isterim” ifadelerini kullandı.
Taşımalı eğitimin köylerin içini boşalttığını da vurgulayan Tanju Çelik, “Maalesef tarım ülkemizde yeteri kadar desteklenmiyor. Köylümüz yeteri kadar ürününden gelir elde edemeyince köyleri terk etmek zorunda kaldı. Buradan milli eğitim bakanımıza da seslenmek istiyorum; taşımalı okullar köylerimizin içini boşalttı. Öğrencilerimiz sabahın köründe uyanıp 1 saat başka bir köye okula gitmek zorunda olmamalı. Büyüme çağındaki çocukların daha uzun süre uyumaları gerekir. Sabahın erken saatlerinde büyüme hormonları salgılanır. Çocuklarımızın daha sağlıklı büyüyebilmesi için bir çocuk hastalıkları profesörü olarak konuşuyorum daha iyi uyumaları gerekir. Örneğin bir sınır ada köyünden Dereköy’e öğrencilerin gitmesi beni çok rahatsız ediyor. Bu köyde 45 civarında öğrenci var. Tüm bunlar sonunda genç anne babayı şehirde bir iş bulmaya zorluyor. Şehrin gecekondularına taşınmalarına sebebiyet veriyor. Bu gecekonduda ev kirası mı ödesin, çocuk mu okutsun, geçinsinler mi büyük zorluklarla mücadele ediyorlar ve sağlıklı çocuk büyütebilmeleri de ortadan kalkıyor” dedi.
Batı Anadolu Serbest Bölgesi kurulması konusunda da açıklamalar yapan Başkan Tanju Çelik, “Seçim döneminde bakan tarafından açıldı. Biraz seçim çalışmasıydı onun açılışı ama biz onu açılış olarak tanımlıyoruz. Yaklaşık 20 bin kişinin istihdam edileceği konuşuldu. Bölgeye yaklaşık 100 bin kişilik bir nüfus yükü demektir. Baktığımız zaman İzmir’in batısı doldu. Çeşme yarımadası doldu. Küçük Menderes havzası sanayi kuruluşlarıyla doldu. Kuzey bölgesi kaldı. Yatırımlar da bu bölgeye kaymaya başladı. Her geçen gün yatırımların artacağını düşünüyorum. Ancak ben şunu vurgulamak isterim Bakırçay havzası dediğimiz bölge çok değerli bir tarım havzası. Bu tarımı kaybetmemek gerekir. Ancak her geçen gün kuraklık arttıkça yeraltı su kaynaklarımız da azalmakta. Sulama zorlukları ve ürünü yetiştirmekte maliyet zorlukları yaşıyoruz. Belki gelecek 5-10 yıl içinde bölgedeki üretilen ürünlerin doğal özelliklerinin değişmesi gerekecek. Daha az suya ihtiyaç duyan ürünlerin yetiştirilmesi gerekecek” diye konuştu.