Bugün 9 Nisan 2025. Mustafa Kemal Atatürk'ün Foça'ya gelişinin 91.yıldönümü. Bugünün anısına Araştırmacı Yazar Sebahattin Karaca'nın kaleme aldığı ve 09.11.2021 tarihinde fofoca.com'da yayınlanan makalesini sizlerle yeniden paylaşmak , o günleri hatırlamak ve hatırlatmak istedik.
İtalya’nın faşist diktatörü Benito Mussolini, Rodos’a 40 bin asker yığdıktan sonra Atatürk’e gönderdiği elçisi aracılığı ile İzmir’i istemişti. Atatürk; “Söyle o koca herife; O, 40 bin askerle İzmir’i alamaz, ama ben 4 bin askerle Roma’ya girerim.” dedi. Elçi, cevabı ilettikten sonra, Mussolini İzmir’i ağzına bir daha hiç almadı. Buna rağmen deneyimli Başkomutan Atatürk; ön keşif ve incelemeler yapmak için, vakit kaybetmeden 8 Nisan 1934 tarihinde Ankara’da bindiği trenden Manisa’da indi ve geceyi burada geçirdi. Ertesi gün aynı trenle Menemen’e geldi. Kendisini bekleyen araca bindi, tozlu topraklı yolları aştı; öğlen vakti Foça’ya ulaştı.
Foça’daki karşılama hazırlıkları, daha Büyük Önder Ankara’dan yola çıkmadan önce başlamıştı. Ne tatlı telaştı. Yemekleri Cemil Midilli’nin annesi Midilli adası Molivos doğumlu, ağa kızı olan Fatma hanımın bizzat kendisi, şimdiki Marsilya meydanına nazır, bahçeli iki katlı evinde hazırlayacaktı. Yemekler pişerken iki asker kapıda bekleyecek, dışarıdan içeriye hane halkının haricinde kimse giremeyecekti. Askerler pişen yemekleri, yemek için seçilmiş mekân olan Celile Hanım Köşkü’ne götüreceklerdi.
Aynı evde başka bir telaş daha vardı. Evin kızı Hatice Midilli, evlerinin karşısındaki ilkokula gidiyordu. Günümüzde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak kullanılan binada, öğretmenler Hatice Midilli’yi, Foçalıların Atatürk’ü karşılaması sırasında Ulu Öndere çiçek vermesi için hazırlıyorlardı.
9 Nisan 1934 Pazartesi günü öğlen vakti Osmanlı Mezarlığı’nın yanından geçen eski yolun dönemecinden Atatürk’ü taşıyan sarı renkli araç göründü. Atatürk’ü görme arzusuyla, yolunu bekleyen coşkulu ve heyecanlı Foça halkı, bir an önce Atasını kucaklamak ve sevgisini göstermek istiyordu. Bu amaçla o zamanlar kavaklık olan, şimdiki otobüs garajı ve itfaiyenin arasındaki alanda kendilerine yaklaşan aracı durdurdular. Atatürk her zamanki zarif ve şık haliyle araçtan indi. Üzerinde ceketi ve golf pantolonu vardı. Kendisini bekleyen halka yaklaştı. Kalabalığın önünde elinde çiçekle küçük Hatice’ye yöneldi. Yanına geldi. Çenesi okşadı.
100 Yıllık Çınar Hatice Doğu
Atam Bastığın Topraktan Bir Avuç Almak İstiyorum!
Ulu Önder, Hatice’nin yanaklarını okşamak isterken, Foça’nın hatırı sayılı esnaflarından olan Hasan Basri birden Atatürk’e doğru koştu. Diz çöktü. “Atam bastığın topraktan bir avuç almak istiyorum” diyerek ayaklarına kapandı. Beklenmedik bu hareket karşısında İzmir İl Jandarma Komutanı ve Vali Kazım Dirik şaşkındı. Anlık bir refleksle Atatürk’ü koruma amaçlı Hasan Basri’den uzaklaştırdılar. Küçük Hatice de Ata’dan kopmuş oldu. Hatice hanım; o “an”ı bugün 100 yaşındaki haliyle bile hala hatırlamaktadır. Halk ile ayaküstü biraz sohbet ettikten sonra, son su kemeri noktasında yeni yapılmış beyaz boyalı ahşap köprüden geçti. Celile Hanım Köşkü’nde bir müddet istirahate çekildi. Fatma hanımın pişirdiği yemekler yenildi. Oradan o sıra belediye hizmet binası olarak kullanılan Ağalar Konağı’na geçildi. Başkan Raşit Dirim ve meclis üyeleri tarafından ağırlandı. Foça hakkında bilgi aldı.Foça'ya giriş 9.4.1934
Türk Ocağını Ziyaret ve Mahvelde Bir Fincan Kahve
Kale içinden yürüyerek tuz depolarının arasından geçti. Küçükdeniz Reha Midilli Caddesi’ndeki, o sıralar Türk Ocağı ve Halk Evi olan binaya (bugünkü Hotel Karacam) geldi. Burada kendisi için çok özel art arda iki adet tak yapılmıştı. Birinde Atatürk’ün çerçeveli büyük bir resmi takılıydı. Her tarafta “Hoş geldin Atam” pankartları asılıydı. Onu görmek isteyen, başta gençler olmak üzere kadınlar çocuklar büyük bir kalabalık oluşturmuştu. Aralarında köylerden at eşek sırtında gelen vatandaşlar da bulunmaktaydı. Bağarası’ndan yalın ayak gelen Yalla Mustafa da Atatürk’ü görmek için bekleyenlerin arasında, onlar gibi can atıyordu. Kendisini bekleyen halkı selamlayarak, hatırlarını sorarak Türk Ocağı’na girdi. Sağa sola şöyle bir bakındıktan sonra, başta kütüphanesi olmak üzere incelemeler yapan, ardından gençlerle muhabbet eden Atatürk, sahil kenarında Türk Ocağı’na 60 - 70 metre mesafede bulunan Askeri mahvelde bir fincan kahve içtikten sonra kendisini açıkta bekleyen gemiye gitmek üzere Todi İbramın babası, Todi Ahmed’in balıkçı kayığına bindi ve heyetten ayrıldı. Olur ya Mussolini bir gaflet içine düşer İzmir’e saldırırsa, bunu nereden ve nasıl yapabilir ve karşılığında neler yapılmalıdır sorusuna yanıt bulmak için Uzunadaya doğru yola çıktı.
Onu uğurlayan heyet arasında bir kız vardı. O kız, Atatürk’ü çiçekle karşılamak isterken sevinci yarım kalan Hatice idi. Karşılıklı el sallaştılar. O andan itibaren Hatice’nin gözü de aklı da hep Atatürk’te kaldı.
Sebahattin Karaca 09.11.2021 (Kaynak: focafoca.com)