Haber Resmi

 

Bir önceki yazımızda tarihi çarşımızın kuzeybatısını gezdik sizlerle birlikte. Bu yazıda ise çarşının diğer bir lezzet bölgesi olan güneydoğu kısmını, yine tadım yapa yapa gezeceğiz hazırsanız.

Yine iki ayrı noktadan giriş yapacağız. İlk güzergâhımızın başlangıç noktası Anafartalar Caddesi üzerindeki eski karakol.

Bir önceki yazıda karakolu geçtikten sonra sağa dönmüştük, bugün sola döneceğiz. Sola dönmeden hemen önce köşede Kurukahveci Hüseyin Efendi karşılar bizi. Dilerseniz buradan taze kahve alabiliriz. Sola döner dönmez karşımıza çıkan Ayipek’te kebap ya da hemen yanındaki Antalya Börekçisi Osman Usta’da çok lezzetli börekler yiyebilir, ardından yanındaki Bolulu Hasan Usta’nın tatlılarından tadabiliriz. Yolun devamında Özev’de döner de yiyebiliriz isterseniz.

İki paralel sokağına gidelim şimdi de. Biraz aklımız karışabilir bu sokakta. Sıra sıra, sağlı-sollu bir sürü restoran karşılar bizi çünkü 855 sokakta. Meşhur İnegöl Köfte, Köfteci Mehmet Irmak, Cimbomlu Söğüşçü, Menemenci Akın… Hepsi bu sokaktadır. Hepsi de çok lezzetlidir. Bu kadar güzel yemeğin üzerine, yine 855 sokakta, 1924 Gönen Kafe’ye giderek çeşit çeşit, lezzetli Türk ve Dünya kahvelerinden içebilir ya da taze kahve alabiliriz.

Ali Paşa Meydanı’na doğru yürüyelim şimdi de. Doyuran Manisa Kebap’ta nefis bir köfte yiyebilir, yayık ayran içebiliriz ya da karşısında Ali Paşa Dönercisine gidebiliriz.

Biraz daha ilerleyelim ve Balıkçılar Meydanına varalım. Burada istersek meydanın iç kısmındaki balık restoranlarına gidip taze mevsim balıklarını yiyebilir, rakı eşliğinde mezelerden tadabiliriz. Ayaküstü lezzetleri tercih edersek meydanın dış kısmında midye dolma ya da istersek ekmek arası balık yiyebiliriz.

Balıkçılar Meydanı’nın hemen karşısında Kemeraltı’nın meşhur esnaf lokantalarından biri olan Billur Et Lokantası’na gidip tencere ya da et yemekleri yiyebiliriz. Hemen yanındaki İkizler Çay Evi’nde çay, kahve ya da limonata ya da biraz ilerisinde koruk suyu içebiliriz.

Ve hemen yakınındaki Numan Pide. Kemeraltı’nda marka olmuş bir başka mekândayız yine. Unu kepekli olduğu için çok lezzetli ve çıtır çıtırdır. Kıymalı, kuşbaşılı, kavurmalı. Hepsi de meşhurdur. Üzerine istersek tahinli pide de sipariş edebiliriz.

Yine yakınlarındaki Ankara Gıda Pazarı’ndan şarküteri alışverişimizi yapabilir, biraz ilerisinde Kemeraltı Turşucusu Tahsin’den nefis bir turşu suyu içebiliriz.

Çok lezzetli ve uzun bir yolculuk yaptığımız ilk güzergâhımızı tamamlıyoruz.

Bir sonraki güzergâhımızın başlangıç noktası Hisarönü. Bir başka lezzetli ve uzun yolculuk da bu güzergâhta bekliyor bizi.

Kemeraltı’na Hisarönü’nden giriş yaptığımızda sağda iki meşhur esnaf lokantası karşılar bizi. İstersek Güven Restorana gidebiliriz. İstersek Abbas’ın Yeri’ne. Hemen yanında Meşhur Hisarönü Şambalicisi’nde lezzetli bir şambali yiyebiliriz.

Ya da hemen yakınlarında Meşhur Hisarönü Söğüşçüsü’ne ya da Hidayet Köfte’ye de gidebiliriz isterseniz.

Kızlarağası Hanı’nın hemen yanında Elgani Ezmecizade’de çok lezzetli ezmelerden alabiliriz. Ceviz ezmesi, badem ezmesi, fıstık ezmesi…

Hemen karşısında Kalimera’da balık yiyebilir, rakı eşliğinde mezelerden tadabiliriz. Kış akşamlarında gidersek fasıl yapabiliriz.

Kızlarağası Hanı’nda bir mola verip, avlusundaki kafede lezzetli bir kahve içebiliriz. Mevsimlerden kışsa nefis bir salep, yazsa limonata içebiliriz. Mola süresince Han’ın hem avlusunda hem iç tarafında hem de üst katında yer alan gümüşçüleri, zanaatkârları, süs eşya satan mağazaları ziyaret edebiliriz. Hanın büyüsüne kapılıp fazla zaman harcayabiliriz. Biraz acele edelim. Daha çok yer var gideceğimiz.

Fal baktırmaya meraklıysanız, Kızlarağası’nın hemen yanında Kahveciler Sokağı’nda sokak boyunca sıra sıra dizili kahvecilerden birinde hem lezzetli bir kahve içebilir hem de fal baktırabilirsiniz.

Biraz daha ilerlediğimizde Bergama Köftecisi’nde köfte; mangal lezzetini seviyorsanız Kadıoğlu Kebap Evi’nde kebap, tavuk her türlü mangal çeşidini yiyebiliriz.

Hatırlarsanız Hisarönü’nden sağa dönmüştük yolculuğumuzun başında. Şimdi sola dönelim ve yemek yemeğe devam edelim.

Sola döndüğümüzde Kemeraltı’nın iki meşhur tatlıcısını yan yana göreceğiz. Mennan ve Süt Çiçeği. İstersek Süt Çiçeği’nde kazandibi yiyebiliriz. Ya da Mennan’da keşkül başta olmak üzere süt tatlılarından, meşhur dondurmasından tadabiliriz.

Ardından Osmanlı şehir içi hanlarının tipik bir örneği olarak öne çıkan Mirkelam Hanı’nın avlusunda Kardeşler Aile Çay Bahçesi’nde çayımızı, fincanda pişen kahvemizi içebiliriz. Henüz restorasyon geçirmeyen bir Han olduğu için geçmişe dair çok iz taşır bu han. Ya da Kemeraltı’nın meşhur çay bahçelerinden biri olan Sedir Aile Çay Bahçesi’ni tercih edebilir, lezzetli ve meşhur fincanda pişen kahvesinden içebiliriz.

Biraz ilerisinde Kemeraltı’nın iki meşhur esnaf lokantası çıkar karşımıza. Kısmet Lokantası ve Bizim Lokanta. Her ikisinde de lezzetli tencere ve et yemekleri yiyebiliriz.

Bu güzergâhımızı da Kurukahveci İlyas Gönen ile bitiriyoruz. İstersek buradan da taze kahve alabiliriz.

Ve yorucu ama çok lezzetli vakitler geçirdiğimiz Kemeraltı Gastronomi Turumuzu tamamlıyoruz. O kadar güzel ve lezzetli mekânlar var ki. Hangisini seçeceğimize karar veremedik. Farklı günlerde tadım turu yapabileceğimiz gibi hepsine ayrı ayrı da gidebilir, doyurucu porsiyonlarla lezzetlerin tadına varabiliriz.

Şimdi serbest zaman. Artık her biri kendine özgü, özgün, canlı, hareketli, yaşayan sokaklarında özgürce gezebilir, yeni yerler keşfedebilir, yeni dostluklar kurabiliriz.

Daha uzun süre bu sokaklardayız.

 

DR. BUKET YILMAZ  I  28.08.2024

Sosyolog

www.instagram.com/bukiyilmaz