KEMERALTI 5
Kemeraltı’nın en önemli değerlerinden biridir gastronomi. Tarihi Çarşı, son yüzyılda çok fazla fiziki ve sosyal dönüşüme uğrasa da lezzet durakları konusunda hala İzmir’in en gözde, en lezzetli ve en kaliteli bölgelerinden birisidir.
Kemeraltı’na dört farklı noktadan giriş yapıp dolaşacağız sizlerle birlikte.
Önce İzmir Saat Kulesine ve denize sırtımızı dönerek yürüyelim. Kemeraltı girişindeki tarihi çınar ağacını solumuza alıp İş Bankasının olduğu sokaktan girdiğimizde sokağın sonunda Çaykovski karşıla bizi. Pasajın içerisinden geçip Milli Kütüphane Caddesine çıktığımızda iskender ve et döner seviyorsanız Can Dönere gidebiliriz. Canımız tatlı (özellikle supangle), şeker, çikolata ya da dondurma çekerse Ali Galip bekler bizi yolun karşısında, Anafartalar Caddesi üzerinde. Ali Galip’in sırasında Meşhur Ankara Dönercisine de gidebiliriz arzu edersek. Canımız menemen çektiyse Birinci Beyler ve İkinci Beyler arasında iki pasajın ortasında İsmail’in menemenini de yiyebiliriz. Ama söğüş çektiyse canımız İkinci Beylerin sonunda Değer Söğüşü ya da bir paralel sokaktaki Asmaaltı söğüşçüsünü de tercih edebiliriz.
Biraz fazla yediğimizi düşünüp ferahlamak isterseniz Gazozane’de nefis ve çeşit çeşit aromalı gazozlardan tadabiliriz.
Dar ve ara sokaklardan çıkıp Anafartalar Caddesine geri dönelim. İstersek eski karakolu geçtikten sonra hemen sağa dönüp Petek Döner’e ya da hemen karşısındaki Tarihi Kemeraltı Börekçisine uğrayabiliriz. Biraz ilerlediğimizde Salepçioğlu Pasajının tam çaprazında Özsüt’ün küçücük dükkânı karşılar bizi. Şimdi ünü tüm Türkiye’ye ve dünyaya yayılan Özsüt’ün hikâyesi işte bu küçücük dükkânda başlar. Meşhur ve markalaşmış kazandibisinden tadabiliriz isterseniz. Anafartalar Caddesinde Havra Sokağı’na doğru biraz daha ilerlediğimizde karşımıza Başdurak Camii çıkar. Hemen karşısında ise Tarihi Yudumla Şerbetçisi. Mevsimlerden yazsa nefis bir karadut suyu, kışsa şifalı bir nar suyu içebiliriz burada.
Ve ilk güzergâhımızı tamamlıyoruz.
İkinci güzergâhın başlangıç noktası Havra Sokağı olsun. Sokağa girmeden önce Smyrna Agorasının tam karşısında, Eşrefpaşa Caddesi üzerinde Tarihi Tire Köftecisi’ne gidebiliriz isterseniz. İkiçeşmelikten, Havra Sokak’ından içeri girelim şimdi de. Genellikle meyve, sebze, balık, peynir, turşu gibi yiyecekleri satın almak isteyenler gelir buraya. Taze ve uygun fiyata almak istediğiniz ne ihtiyacınız varsa buradan temin edebiliriz. Sağlı-sollu küçük dükkânlar dizilidir sokakta. Dükkânların önüne dizilen tezgâhlar rengârenktir. Her daim kalabalıktır ve balıkçılar balıkların üzerine sürekli su attıkları için zemini hep ıslaktır sokağın. Havra Sokağına girdikten sonra biraz yürüdüğümüzde sağımızda kalan dar sokağa girip yan yana dizilen havraları gezerek biraz yemek yemeğe ara verebiliriz isterseniz. Keşke bir söyleşiye, bir film gösterimine ya da sanatsal bir performansa denk gelsek tarihi havraların birinde. Ya da bir konsere…
Havra sokağının sonunda Manisalı Gıda’ya uğrayıp meşhur helva, tahin ve pekmezlerinden alabiliriz. Ardından yanındaki Tarihi Basmane lokmacısından taze taze çıkan lokmalardan tadabiliriz.
Havra Sokak’ın yakınında Çorbacı İsmet Usta’nın meşhur çorbalarından içebilir, biraz ilerisinde Yoğurtçu Hasan’dan meşhur ballı yoğurt yiyebiliriz. Ardından Gül Kebap’a ya da Kumrucu Apo’ya gidebiliriz.
Geri dönüp Anafartalar Caddesine çıkıp Konak’a doğru ilerleyelim şimdi de. Küçük Karaosmanoğlu Hanı’nda bir mola verelim. 2016 yılında restore edilen han şu an L’agora Oldtown Otel ve Restoran olarak hizmet veriyor. Burada ister yemek yiyebilir, istersek kahve ya da çay içebiliriz. Öğleden sonra 3’te ve ya akşam 8’de gelirsek tarihi atmosferde canlı müzik dinleme şansını da yakalayabiliriz.
Verdiğimiz molanın ardından yeniden Anafartalar Caddesine çıkalım ve Konak’a doğru yürümeye devam edelim. Yol üzerinde sol tarafta bu sefer Piyaleoğlu Hanı göreceğiz. Hanın avlusunda Fethi’nin Yeri’nde odun ateşinde lahmacun yiyebilir ve yayık ayranı içebiliriz.
Piyaleoğlu Han’ın hemen yanında 2007 yılında restore edilen Abacıoğlu Han’da mola vererek gezimizin ikinci bölümünü de tamamlıyoruz. Tarihi handa birden fazla seçenek karşılıyor bizi. Örneğin, hanın girişinde Köfteci Kardeşler’de nefis bir köfte ya da Yolo Art&Lounge’ta lezzetli ve doyurucu bir hamburger yiyebiliriz ve ya Kemeraltı’nın meşhur esnaf lokantalarından biri olan Ayşa’da çok lezzetli tencere yemekleri, mezeler ya da tatlılar yiyebilir, limonata içebiliriz.
Tarihi handa yorgunluk kahvemizi yudumlarken Kemeraltı’nın en eski Yahudi işletmesi olan Palombo Ticaret’ten, Rafael Palombo’dan nefis bir havyar alıp bugünkü gastronomi turumuzu sonlandıralım.
Bugün tarihi çarşımızın kuzeybatısını gezdik sizlerle birlikte. Bir sonraki yazımızda çarşının diğer bölümünü, yani güneydoğu kısmını, yine tadım yapa yapa gezeceğiz.
DR.BUKET YILMAZ I 07.08.2024
Sosyolog