Haber Resmi

Bir varmış bir yokmuş. Kaf dağının eteklerinden aşağıya doğru avucum kadar mavi çiçeklerin açtığı zamanda su kenarının sağ tarafına bakıldığında, kavak ağaçları da yeşerirmiş . Rüzgarda sallanır dururmuş kavaklar . Fefe ,Cece 'ye şarkı söylerken Cece ben bu şarkının sözlerini biliyorum demiş . Ama çok hüzünlü ölümü anlatıyor kavağı anlatmıyor bu şarkı demiş Fefe'ye . Şarkının şiiri şöylemiş ;

Bedenim üşür, yüreğim sızlar.

Ah kavaklar, kavaklar...

Beni hoyrat bir makasla

Eski bir fotoğraftan oydular.

Orda kaldı yanağımın yarısı,

Kendini boşlukla tamamlar.

Omzumda bir kesik el,

Ki durmadan kanar.

Ah kavaklar, kavaklar...

Acı düştü peşime ardımdan ıslık çalar.     /   METİN ALTIOK

 

Fefe 'de Cece'ye sen Kanlı Pelit hikayesini duydun mu? diye sormuş. Cece haydi kavakların altına gidelim gölgeye orada bana anlat demiş Fefe başlamış  İzmir'in Tire bölgesinde yüzyıllar önce yaşanan bir hikayeyi anlatmaya ;

Yüzyıllar önce Tire'de anlı şanlı çok çok zengin bir bey yaşarmış bu beyin de güzeller güzeli ,hanım mı hanım zarif mi zarif iyi kalpli biricik kızı varmış Öyle ki tüm köylerde halk , Beyin kızından  övgüyle bahseder ,hayranlıkla Bey kızını severlermiş.Bey kızı da öyle şımarıklık yapmaz büyüklerine saygı küçüklerine sevgiyle yaklaşırmış .

Bir gün Beyin oturduğu topraklara çalışmak için bir gezgin işçi gelmiş . Gezgin işçi ile  Beyin kızı pazar yerinde karşılaşmışlar birbirlerini görür görmez gezgin işçi Bey kızına  aşık olmuş .Beyin kızı da görür görmez bu gezgin işçiye . Babasından çok korkan Bey kızı bir türlü içten içe sevdiği bu genç ile ilgili duygularını babasına söyleyememiş . İşçi de bu güzel kızın sevdasından yemeden içmeden kesilmiş ama ne yapsın.En sonunda karar vermiş  babasının karşısına çıkayım da Bey kızını isteyeyim demiş .İstemiş istemesine de kızın babası ;

“Aklını peynir ekmekle mi yedin sen ,Aç tavuk düşünde kendini darı ambarına görürmüş” demiş vermemiş kızını . Kendi deyimiyle baldırı çıplak  bu gezgin işçiye . Cece üzgün meraklı  bir yüz ifadesi ile ee sonra diye sormuş  . Fefe anlatmaya devam etmiş. E si sonra olan Bey kızına olmuş bey kızı yataklara düşmüş hasta olmuş. Derdine ne doktorlar ne üfürükçüler ne büyü bozucu hanımlar eve gelmiş gitmiş  de derman olamamış. Artık ölümü beklerken güzeller güzeli Bey kızı bir derviş çıkagelmiş .

Derviş demiş ki ; “Bu kız beyim Kara sevdaya tutulmuş tek dermanı vardır .Hindistan’ın Serendip dağlarında yetişen bir gülün yapraklarından elde edeceğiniz suyu kaynatıp içirirseniz  iyileşir yavrucağız” demiş . Yedi düvele haber salmışlar da bulamamışlar o gülü. Derdinden perişan olan gezgin işçi de duymuş ama elinden ne gelirmiş Hindistan’a gitse gelse sevdiceğine yetiştiremezmiş ki ! dua etmekten başka çaresi kalmamış tam o sırada, kapısı çalınmış . Genç kapıyı açınca iki dervişi karşısında ellerinde Serendip gülleri ile görmüş ama dervişlerin bir şartı varmış artık rivayete göre iki ay mı iki gün mü iki rekat mı bilinmez namaz kılmasıymış .

Dervişlerle gezgin işçi genç  namazı kılmış . Gülü almış kaynatmış hemen koşa koşa Beyin evine gitmiş sevdiceğine içirmiş . Bey kızı gözünü açınca da hemen düğün hazırlıklarını başlatmış kızın babası . Cece “Mutlu biten bir masal daha Fefe ne güzel” demiş . Fefe ; Hayır bu sefer masal burada bitmiyor Cece. Düğünden bir gün önce Tirenin Top dağı tepesinde bir kavak ağacı varmış Bu gezgin genci kıskanan bir grup kötü kalpli insanlar ,genci öldürüp o kavağa asmışlar . Düğün günü sevdalısını arayan Bey kızı Top dağındaki Pelit ağacına asılı sevdiceğini  görünce ,onu ağaçtan indirip, ona sarılmış, ağlamış, ağlamış ,ağlamış… o kadar ağlamış ki gözlerinden kan dökülmeye başlamış .Kızın gözlerinden akan kanı gören Pelit ağacından da kan akmaya .

O gün bugündür Cece Tiredeki ağaca Kanlı Pelit diyorlarmış . Kanlı pelitin hala gövdesinden perşembe günleri kan geldiği söyleniyormuş”. demiş Fefe. İkisinin arasında bir sessizlik olmuş Cece kavaklar şarkısını mırıldanmaya başlamış hareketsiz bir süre kavak ağacının altından mavi yeşil suya bakmışlar .

Sözün bittiği zamanlarmış bunlar Fefe ve Cece için . Fefe ve Cece el ele tutuşup Kaf dağının tepesindeki kulübelerine doğru yola çıkmış hüzünlü bir gün batımı ellerini sımsıkı tutarak konuşmadan yuvalarına dönmüşler.

Kavak ağaçları o sırada gün batımında ıslık çalıyormuş ve Top dağındaki Kanlı Pelit’in ağıdı gibi

 

SELCEN HATUN  I  04.07.2024

www.instagram.com/selcenhatununmasallari