Engelliler, insanlık tarihi boyunca var olmalarına rağmen, insani haklarını elde etme konusunda uzun mücadeleler verdiler. Engellilere ekonomik ve sosyal haklar tanınma noktasında oldukça geç kalındı. Daha 1950’lere kadar bireyler normal-anormal ya da engelli-engelsiz diye ayrıştırılmaktaydı.Haber Resmi

Kentlerin, insanlar için yaşanılabilir kılınması başta kent yönetimleri olmak üzere tüm paydaşların önemli görevlerinden. Giderek daha fazla sayıda insanı, yapıyı, aracı ve ilişki ağlarını barındıran kentlerde yaşamak, gerekli önlemler alınmazsa ve düzenlemeler yapılmazsa daha da zorlaşmakta. Tüm insanlar için kentlerin yaşanılabilirliği gerekli olmakla birlikte, toplumun engelli kesimi için kentlerin engelsiz ve ulaşılabilir olması ise daha büyük önem taşımakta.

Engelsiz kentlerde engelliler, herhangi bir kısıtlamayla karşılaşmadan, herhangi bir engelle karşılaşma korku ve kaygısı yaşamadan, kimseden yardım almadan, rahatça hareket edebilmekte ve kentle bütünleşebilmekte. Oysa engelli kullanımına uygun olarak düzenlenmeyen kentlerdeki ortam, engellilerin ev dışına çıkmasını büyük oranda kısıtlamakta. Bu nedenle engelli erişiminin sağlanması, kentlerin engelsiz hale getirilmesi başta yerel yönetimler olmak üzere çok ortaklı bir planlama ve uygulamayı gerektirmekte. Engelsiz kentler oluşturmak için hem dünyada hem de Türkiye’de yerel yönetim mevzuatında, engelli mevzuatında, İmar Kanunu’nda pek çok düzenleme yapıldı ve engellilerin kentle bütünleşmesini kolaylaştıracak yapı, unsur ve standartlar getirildi.

 

Bu kapsamda yollar, kaldırımlar, merdivenler, trafik ışıkları, konutlar, sosyal tesisler, üst geçitler, pazar yerleri, toplu taşıma araçları, parklar, piknik alanları gibi yapı ve mekânların engellilerin dikkate alınarak tasarlanması zorunluluğu getirildi. Üstelik bu düzenlemelerin kentin sadece merkezinde değil tamamında yapılması gerekmekte. Bu konuda en yetkin birim belediyeler. Belediyeler hizmet sunduğu tüm alanlarda engelli gruba yönelik hizmetleri sunmak mecburiyetinde. Bu hizmetlerin sunumu, engelli bireylerin yaşadığı konuttan başlamakta ve tüm kent ölçeğinde yayılmakta.

 

Belediyeler dışında AVM’lerin, restoranların, otellerin, okulların, spor tesislerinin, kamu kurum ve kuruluşlarının da engellilerin rahat bir şekilde kullanımını sağlayacak donatılarla desteklenmesi gerekmekte. Günümüzde engelsiz kentler oluşturma amacıyla yasal düzenlemeler anlamında olumlu gelişmeler bulunmakta, engellileri toplumun her alanında görünür kılmak için çalışmalar yapılmakta. Ancak bu konuda başarı, yasal düzenlemenin yapılması kadar uygulamaya ve denetime de bağlı. Yasalar doğrultusunda uygulamaların yapılamaması, o düzenlemeyi kâğıt üstünde bırakmakta ve engeller aşılamamakta.

Engelliler için kentle bütünleşme imkânı sunan yapıyı oluşturamayan kentler, “engelli kent” olarak kalmakta. Bu anlamda bir kentin engelli olup olmadığını ortaya koymada kent merkezleri önemli bir kesit sunmakta. Kent merkezleri, her türlü işlevi bünyesinde barındırdığından dolayı merkezdeki engellilere yönelik yapı ve unsurların ortaya konulması kentin genel durumunu ortaya koyması açısından önem taşımakta. Merdivenler, kaldırımlar, yaya geçitleri, binalar, dükkânlar, ulaşım araçları, tuvaletler, okullar, otoparklar, hastaneler, oteller vb. tüm kentsel yapı, donatı ve mekânlar engelli erişimi için uygun hale getirilmeli ve başta yerel yönetimler olmak üzere tüm kesimler için önemli bir görev olarak kabul edilmeli.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de engelsiz yaşam amacına yönelik olarak önemli adımlar atılmakta. Bu adımlardan biri de İzmir Büyükşehir Belediyesi Engelli Farkındalık Merkezleri. Bu merkezler, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bireysel ve toplumsal yaşamda karşılaşılan engelleri toplumun her kesimine uygulamalı olarak hissettirmek ve bilinçlendirmek amacıyla kuruldu.

Merkezde uzmanlar tarafından hazırlanan eğitim ve farkındalık programlarında katılımcılar, merkez rehberleri eşliğinde, engel gruplarının özelliklerini farklı mekânsal düzenlemeler, oyunlar, etkinlikler ve materyaller ile deneyimler. Merkezden, 4. Sınıftan itibaren tüm yaş grubundan öğrenciler, kamu-özel sektör çalışanları, eğitimciler, aileler gibi toplumun her kesiminden ve yaş grubundan birey yararlanabiliyor. Türkiye’de ilk ve tek yapılanma olan bu merkezler, 2017-2018 yılı MEB İlköğretim 4. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı’nda örnek uygulama olarak yer aldı. İlk olarak Balçova’da Olimpiyat Köyü’nde açılan Farkındalık Merkezi, daha sonra kentin diğer yakası olan Örnekköy’de de açılarak tüm İzmir’e hitap etti.

Toplumun gelişmesinde katkıda bulunmak ve sosyal yaşama destek vermek amacını taşıyan, kuruluşundan beri birçok alanda olduğu gibi engelliler konusunda da sayısız hizmetlerde bulunan, karşılıksız hizmet etmeyi benimseyen gönüllü insanların bir araya geldiği uluslararası hizmet kuruluşu olan Lions Derneklerinden katılımcılar geçtiğimiz günlerde merkeze gelerek engellilerin yaşadığı sorunları oluşturulan platformlarda bizzat deneyimlediler.

Birçok derneği, okulları, üniversiteleri ağırlayan bu merkezler 2016 yılından beri, engelliler ile ilgili toplumu bilinçlendirme konusunda çok önemli bir görev yapıyor. Türkiye’de ilk ve tek yapılanma olan Engelli Farkındalık Merkezleri’nin tüm Türkiye’ye yayılması dileğiyle.