HOŞGELDİN İZMİRİZ.BİZ
Kime Niyet Kime Kısmet
“Birinin yararlanması için hazırlanan bir şeyin o kimseye değil de hiç akla gelmeyen bir başka kimseye kısmet olması durumunda söylenir.”
Sözüm ona www.izmiriz.biz’i neden Nisan ayında açtığımı, Nisan’ın bereketini ve hatta yayın hayatına başlama günümüzü neden 23 Nisan’a denk getirdiğimi anlatan kallavi bir yazı yazacaktım.Pek de havalı olacaktı.Yıllardır belki radyoda dinlediğiniz, televizyonda izlediğiniz, sahnede takip ettiğiniz, sizi çoğu zaman eğlendiren,ya da bir tık keyifli zaman geçirmenizi sağlayan bir adam olduğumu biliyorum.Bu konuda hiç de mütevazi olamam keza mesleğimde profesyonel olarak 30.yılımdayım.
Baharın habercisi olan Nisan ayı, yağmurları ile meşhur.Hikmetine ve gücüne inanılan bu Nisan yağmurları gelenekleri ile hala Anadolu’da ve bilhassa kırsal bölgelerde yaşatılmaya devam ediliyor.Nisan ayında yağan yağmurlar su şeklinde akarken şifalı olduğunu düşünenler bu suları biriktirerek kullanıyorlar.Bu gelenek Konya’nın Selçuklulara başkent olduğu döneme kadar uzanıyor.Selçuklular döneminde Nisan yağmurlarının toplanarak hastalara şifa olarak dağıtılması tarihte yerini almış bir konu.
Tam da böyle hakim olduğum , okuduğum , araştırdığım konularda havalı şeyler yazıp, vay be bizim Hakan da neymiş arkadaş adam Nisan ayı için neredeyse kitap bile yazabilir dedirtmek istiyordum ki olanlar oldu.
Herşey sevgili dostum Dr.Zeki Hozer’in o müthiş yazısı NİSAN RUHU ile allak bullak oldu.
Çocukluk yıllarımda 9’lu yaşlarımda bütün mahalleden yuttuğum bilye (misket) sonrasında pul akabinde peçete ve en son kibrit koleksiyonuna sahiptim.Pul koleksiyonumda çok başarılı olduğum söylenmese de arkadaşlarım ve zamanın üstadları ile pul alışverişi yaptığım söylenebilinir.Ancak peçete ve kibrit koleksiyonum şaka gibiydi.Dünyanın her ülkesinden peçetem vardı falan.Yani çocukluk yaşlarımda biriktirme duygum çok baskındı.
Yıllar geçti.Yarım asırı devirdiğimde yaptığım iş sebebi ile çok fazla anı biriktirdiğimin farkına vardım.Aslında yaşarken belki farkında olmasam da büyük bir koleksiyonerdim. Anılar aslında insan demekti.Çok fazla insana dokunan işler yaptım ve aslında anı değil insan biriktirdiğimin farkına vardım.Bu anıları paylaşmak adına bir platform kurma heyecanına kapılmıştım ancak bu işlerin çok meşakkatli olduğunun da farkındaydım.
Herşeyin inanılmaz bir hızda tüketildiği, sosyal medyanın pik yaptığı, insanların artık kitap yerine özetlerini okuduğu hatta ve hatta dinlediği bir çağda yazmak, yazı paylaşmak kadar demode bir şey olabilir miydi?
İşte tam da bu konuda kendi kendimle savaşırken dostlarımı arayıp izmiriz.biz’i anlattım.
Sevgili köşe yazarım, belki 30 senelik kadim dostum Hüsnü Birman oğlum bu işlerde para var mı bak para kaybetme dedi.Kahkahayı bastık.İlk günden beri gerek entellektüel birikimi gerekse müthiş kalemi ile çok sevgili dostum Dr.Zeki Hozer yanındayım mesajını verdi.Sayısızca internet sitesi ve gazeteye yazılar yazan Sebahattin Karaca yazacağı yazıların sadece izmiriz.biz de yayınlanmasına bir miktar burun kıvırsa da ikna etmem çok da zor olmadı.Asitem Başkanı Muammer Sarıkaya beni dinledikten sonra yazıyı ve resmini nereye göndereceğini sordu.Çok şahane hareketlerdi bunlar.Keşke Yılmaz’ın programındaki gibi bir çanım, zilim olsaydı da çalsaydım Çok Şahane Hareketler Bunlar diyebilseydim, bütün İzmir duysaydı.Ben kafama göre yazıyorum asla böyle bir yükün altına giremem diyen kalemine güvendiğim Pınar Tosunoğlu yayına girmemize saatler kala yazısını yolladı ve Pınarhanelik Paylaşımını bizimle paylaştı.
Kendi güzel, sesi güzel, kalbi ve de kalemi güzel Evrim Karacabey.Yıllarca aynı stüdyolarda radyo programı yaptığım, yıllar boyunca hiç birbirimizden dost olarak vazgeçmediğimiz yüreği güzel kadın.Teklifimi sorgulamadan kabul edip bir de bonus yaptı.Astrolog Ayşın Yıldırım ile tanışmama ve onu da ailemize katmama vesile oldu.
Aslen avukat olan ama avukatlık mesleğinden feragat ederek kendini sahnelere atan Ecem Yüksel’in yazı yazmaya başlaması, aynı Sosyolog Dr.Buket Yılmaz’ın yazı yazmaya başlaması gibi hayallerimdi.Gerçek oldular ve yazmaya başladılar.Zamanla pişecekler ve çok iyi yerlere gelecekler.Hatta onların kitaplarını okuyacağız hep birlikte.İzmir’in her bölgesinden herkese ihtiyacımız olan bir projede belki 25 yıla yakın kardeşim olan Köksal Ergin de beni kırmadı.Kemalpaşa yazıları beklerken hayatımıza Bir Şarkın Olsun ile girdi.İzmirimizin güzel ilçesi Kemalpaşa’yı ona emanet ettik.Yazılarını dört gözle bekliyoruz.TRT’de program yaptığım yıllarda kadim dostum olan Ahmet Aydın Akansu’yu aradım.Ben çevre yazarım Hakancım dedi.Ben de yaz dedim.O da yazayım dedi.Kahkaha attık.Çeşme Belediye Başkanlığı seçimlerinde Lal Denizli için bir teklif getiren ve arama listemde üst sıralarda olan İzmir’in en sevilen simalarından iş insanı aynı zamanda %100 Türkçe Müzik konseptiyle dj’likte ün yapan Akşit Ersoy da duraklarımdan biriydi. Akşit bir tık sosyetik olması bir tık da havalı bir adam olması sebebi ile teklifime sıcak bakmaz diye düşünürken yazarım ağbi hatta ilk yazımda dedemi yazayım mı? Dedem İzmir’de önemli bir adamdı demez mi? Hoppala…
E Akşit’i de ikna ettikten sonra Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanımız Semih Girgin’i , hepimizin onu yıllarca Show Tv İzmir muhabiri olarak tanıyıp gönüllerimize taht kuran ve mesleğinde büyük başarılar yakalayıp tv yöneticiliğine terfi eden haberci gazeteci Oya Pardak’ı arayıp tekifte bulunmak zor olmadı benim için.
Ve son olarak daha ilk günden itibaren sen varsan ben varım diyen kültür adamı Kültür Mantarı Kitap Kafe'nin sahibi Edebiyat Öğretmeni can dostum Levent Kuşçu da adeta kanbersiz düğün, Leventsiz bu iş olmaz diyenlerdendi.
Sizce de şahane değil mi?
Hayatta bundan daha büyük bir birikim var mı?
İnsan biriktirmek…
E o zaman hoş geldin izmiriz.biz
15’e yakın yazar kadromuz ile güzel paylaşımlar yapacağız.
Ortak sevdamız ise canım İZMİR
Sevgiyle, Saygıyla