Artık bizim çocukları bilmeyen yoktur. Bizim çocuklar, Filenin sultanları gibi ekol olma yolunda ilerliyor.

Ama neye ihtiyaçları var: birlik ve beraberliğe.

Almanya’da yapılan Euro 2024 turnuvası bizim için çok önemli. Çünkü sanki kendi evimizde gibiyiz. Almanya’da Türk nüfus fazla olduğu için turnuvanın oldukça renkli takımı biziz.

Milli takımın başında ise bir İtalyan hoca var. Bu durumu eleştiren çok fazla insan var. Milli takımı neden Türk hoca çalıştırmıyor? Diye bir kaos ortamı zaten var. Bir de bunun üstüne Hamit Altıntop “ Benim Türk futboluna ihtiyacım yok ama Türk futbolunun bana ihtiyacı var.” sözüyle gündeme oturmaz mı? Daha sonra Başarılı bir Gürcistan maçı başlangıcından sonra İnanılmaz hata dolu Portekiz maçı kadrosu ve maçta kendi kalemize attığımız inanılmaz hata dolu gol oyuncularının bile kafalarının karışık olduğunu bizlere gösterdi. Ayrıca Gürcistan maçında da gözümden kaçmayan bir şey vardı. Samet 4 numara ama şortu 14 numara olarak ikinci yarı sahaya çıktı. Bunu yapsa yapsa ancak bizim çocuklar yapar herhalde. Bir de Arda Güler’imiz var. Arda turnuvanın en genç  ve en yetenekli oyuncularından biri. İtalyan hoca Arda’yı sakat diye ilk 11’e almıyor ama sonra 75. dakikada oyuna alıyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Yorgun diyor Arda için ama rakibimiz Portekiz’de 39 yaşında Ronaldo ve 41 yaşındaki Pepe yorulmuyor bizim 19 yaşındaki Arda’mız yorgun deniliyor.

Haber Resmi

Antrenmanda gergin gergin bakışlar, Arda’nın elinden yeleği almalar, çocuğu döver gibi tavırlar, Cenk Tosun’un hocadan habersiz olması. Tüm bunlar bir araya geldiğinde “Bizim çocukların yüzü ‘güler’ mi?” Bizi öyle bir ayrıştırmaya alıştırmışlar ki FB’Lİ, GS’Lİ, BJK’Lİ, TS’Lİ futbolcular diye bölüyoruz çocukları. Halbuki hepsi Türkiyeli. Sen ben yok biz varız anlayışı ne zaman hakim olur o zaman biz başarılı oluruz.

         Son dakika golleri, kendi kalesine atılan goller, pivot 9larin geri dönüşü, sürpriz yapan takımlar, favorilerin zorlanması.. Harbiden tarihin en iyi turnuvası oluyor. Gelin bu akşam Çekya maçında bizim çocukların arkasında duralım ve yüzlerimiz “Gülsün”. Bizim toplumda şöyle bir algı var. “Kazanınca alkışla, kaybedince küfret.” Bundan sıyrılmamız lazım hoşgörü toplumun her yerine yayılmalı. Zaten emin olun sonrasında da başarı gelecek. Haydi herkes formasını alsın, bayrağını alsın bu akşam kenetlenelim. Eminim bu kenetlenme sahaya da yansıyacaktır. Yer gök inlesin, bu sesi dinlesin hep seninleyiz Türkiye..!