Haber Resmi

Çağımızda iyi yaşamı yakalamak giderek imkansız hale geliyor. Büyük bir değişim fırtınası tüm hayatımızı, bilinen toplumsal temellerimizi, koyduğumuz kuralları, dengeyi zorluyor ve yaşamı daha karışık, içinden çıkılmaz, zor yönetilir, çözülmez hale getiriyor.

Ne yazık ki bedenimiz de bundan payına düşeni almış durumda. Bedenin genetik mirasıyla sahip olduğu normal temelleri, işleyiş düzeni, dengesi var. Ancak son 30-40 yıldır gelişen çevresel etkenler ve hayat tarzı bunları fırtınaya sürüklüyor, bedenimizin, aklımızın, zihnimizin ve metabolizmamızın dengesini bozuyor, yönetilmesini, düzeltilmesini zorlaştırıyor. Bedenlerimizi iyi yaşayamaz hale geliyoruz.

Bu nedenle çevremiz bedeni, aklı, zihni ve metabolizması ile mücadele eden çoğunluk ile çevrili. Herkes bir çıkış yolu arıyor, bir türlü tam çözemiyor veya biraz düzelse de tekrar kötü alışkanlıklarına, dengesiz haline geri dönüyor. İyi yaşamak herkes için giderek zorlaşıyor.

İyi yaşamanın elbette gelişen yaşamsal, ekonomik ve teknolojik olanaklarla ilgisi var. Ama kişisel olarak bedenimizi, zihnimizi, aklımızı ve metabolizmamızı iyi yaşatamazsak, gerisinin anlamı kalmayabiliyor.

Değişen dış şartlar bizlerin de beden, akıl, zihin, metabolik iç yanıtlarımızı değiştirmeye zorluyor. Uzun oturma periyodları, elden düşmeyen teknoloji, gıda bombardımanı, bitmeyen yarışma hali, kimya denizinde yüzer hale gelmemiz, artan gece yaşamı,  bize hiç uymayan örneklerden bazıları.

Dolayısıyla değiştirdiğimiz her bedensel, zihinsel, duygusal ve metabolik yanıt kendimizden uzaklaştırıp, gerçek biz olmaktan çıkartıyor ve başka yaşamları sürdürmeye başlıyoruz.  Kilolar artıyor, beden yapıları bozuluyor, huylar değişiyor. Zamana, faaliyetlere yetişemiyoruz, aklımız ve düşüncelerimiz başka yerlerde, odaklanamıyoruz, üretken olamıyoruz, dengeyi bulamıyoruz, negatif duygulardan kurtulamıyoruz. Farkına varsak da değiştirmeye çabalayamıyoruz. Bu birçoğumuz için geçerli.

İyi yaşayamamanın bir neticesi de hastalıklar

Toplumlarda artan hastalıkları artık hepimiz biliyoruz, Yaşam süresi gelişen olanaklarla tüm dünyada giderek artmasına karşılık, kadınlarda son 19, erkeklerde son 16 yılın hastalıklarla mücadele edilerek geçirileceği hesaplanıyor.

İyi yaşamak önce kişisel iyilik hali ile mümkün ve öğrenilmesi gerekli bir kavram. İnsan yapısı aslında iyi gelişmiş, kendi kendine işleyebilen, öğrenen ve uygulayabilen bir makine. Önce insanı, kendimizi tanımalı ve anlamalıyız. Aslında bizler araba modelleri gibiyiz. Birincisi genel yaşam kurallarımız var, ikincisi kendimize özgü farklılıklarımız var.

İhtiyacımız olanlar bilinçlenme, bilgilenme ve yaşama katılma enerjisi kazanma. Bunların, çocukluğumuzdan itibaren, kendimizle uyumlu tarzda, olumlu yönlerde ve ortama uygun şekilde gelişebilmesi bizlere iyi yaşamanın kapılarını açıyor.

Kendini ve yaşamı bilen, öğrendiklerini yaşamına geçiren ve hayata pozitif katılan bireylere dönüştüğümüzde, makinemizin iç dengelerini doğru çalıştıran bir yaşam, kültür ve beslenme düzenine ulaştığımızda gerçek iyi yaşam bizleri bekliyor.

İyi yaşama önce kişisel olarak ulaşmayı öğrenmek zorundayız.

Sonra, “İYİ YAŞAYANLAR KULÜBÜ” olarak bir gün birlikte olacağımıza inancım tam.  

 

PROF.DR.CEYHUN DİZDARER  I 01.07.2024